Türkiye'nin Liderliğiyle Suriye'de Yeni Bir Dönem Başlıyor.

 

Ortadoğu, uzun yıllardır karışıklıkların, savaşların ve istikrarsızlığın merkezi oldu. Özellikle Suriye’de yaşanan iç savaş, milyonlarca insanın hayatını derinden etkiledi. Ancak bu karanlık dönemin sonuna geliniyor. Artık yeni bir sayfa açılıyor. Bu yeni dönemi başlatacak ve bölgeyi yeniden ayağa kaldıracak tek ülke var: Türkiye.

 

Türkiye'nin Güvenlikteki Rolü

 

Türkiye, Suriye’de yıllardır hem insani hem de askeri anlamda büyük bir sorumluluk üstlendi. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve Bahar Kalkanı harekâtlarıyla terör unsurlarını temizleyerek bölgeye istikrar getirdi. Türkiye, sadece kendi sınır güvenliğini sağlamakla kalmadı, aynı zamanda milyonlarca Suriyelinin güvenli bir şekilde yaşamını sürdürebileceği alanlar oluşturdu. Bugün, Türkiye’nin kontrolündeki bölgelerde eğitimden sağlığa, altyapıdan ticarete kadar birçok alanda gelişmeler yaşanıyor.

 

Ancak bu yeterli değil. Suriye’nin tamamen ayağa kalkması için daha büyük adımlar gerekiyor. Türkiye, bölgedeki etkisi ve tecrübesiyle bu süreci yönlendirebilecek tek ülke. Çünkü Türkiye, emperyalist çıkarlar peşinde koşan Batılı ülkeler gibi değil; bölgenin huzurunu, istikrarını ve kardeş halkların geleceğini düşünen bir güç.

 

Yeniden İnşa: Türkiye’nin Öncülüğünde Bir Kalkınma Hamlesi

 

Savaş, Suriye’yi enkaza çevirdi. Şehirler yıkıldı, altyapı çöktü, ekonomi felç oldu. Ancak umut hâlâ var. Türkiye, bölgede gerçekleştirdiği yeniden inşa projeleriyle Suriye’yi tekrar ayağa kaldırabilir. Türkiye’nin inşaat ve altyapı konularındaki tecrübesi, Suriye’nin yeniden imarında büyük bir avantaj sağlıyor.

 

Bugün Afrin, Cerablus, El Bab gibi bölgelerde Türk firmaları tarafından yapılan hastaneler, okullar ve yollar sayesinde hayat yeniden canlanıyor. Yerel halk, Türkiye’nin desteğiyle ticarete atılıyor, tarım ve sanayi alanında yeni fırsatlar doğuyor. Türkiye’nin bu tecrübesi, Suriye’nin tamamında uygulanırsa, ülke kısa sürede toparlanabilir.

 

Dahası, Türkiye, bölgenin kalkınması için sadece fiziksel bir inşa süreci değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel bir yeniden yapılanma sürecini de destekleyebilir. Suriye’nin eğitim ve sağlık alanında kaybettiği yılları telafi etmesi için Türkiye’den daha iyi bir model yok. Türk üniversiteleri ve teknik kurumları, Suriyeli gençlerin eğitimine katkı sağlayarak ülkenin geleceğini şekillendirebilir.

 

Uluslararası Dengeler ve Türkiye’nin Gücü

 

Türkiye’nin Suriye’deki varlığı, sadece insani ve ekonomik değil, aynı zamanda jeopolitik bir zorunluluk. ABD ve Batılı ülkelerin bölgedeki çıkarları, Suriye halkının refahından çok kendi stratejik hesaplarına dayanıyor. Rusya ve İran ise sahada kendi etkinliklerini artırmak istiyor. Ancak bu ülkelerin hiçbiri Suriye halkının gerçek ihtiyaçlarını gözetmiyor. Türkiye ise, bölge halkının geleceğini doğrudan etkileyen bir aktör olarak, Suriye’nin istikrarını sağlayacak yegâne ülke konumunda.

 

Türkiye, bölgedeki varlığını güçlendirdikçe, Suriye’nin kaderi de olumlu yönde değişecektir. Türkiye’nin liderliğinde oluşturulacak yeni dönem, Suriye’yi tekrar bölgenin güçlü ülkelerinden biri yapabilir.

 

Sonuç: Karanlık Bitiyor, Aydınlık Başlıyor

 

Suriye için karanlık dönem kapanıyor ve yeni bir aydınlık dönem başlıyor. Türkiye, güvenliği sağlayarak, yeniden inşayı gerçekleştirerek ve uluslararası dengelerde akıllı bir diplomasi yürüterek bu süreci yönetecek en önemli aktör. Türkiye’nin güçlü liderliği ve bölgedeki tecrübesi, Suriye’yi yeniden ayağa kaldıracak tek reçete.

 

Artık dünya, Türkiye’nin bölgedeki gerçek lider olduğunu kabul etmek zorunda. Türkiye, Suriye’yi sadece küllerinden doğurmakla kalmayacak, aynı zamanda Ortadoğu’nun geleceğine yön verecek. Yeni dönem başladı ve bu dönemin başrolünde Türkiye var!

 

Rafet Ulutürk