Hakikat satan, pazarda tezgâh açmaz Hafız! Hem hakikat satılmaz, dağıtılır! Ne demiş ehli irfan: "Yalan gürültü çıkarır, hakikat ise daima sessizdir!" Unutma, her şeyin müşterisi kendi kalitesine göredir! Hakikatin yırtınmaya ihtiyacı yoktur Hafız! Pazarcı bağırır, sarrafın bağırdığı nerede görülmüş? Hakikat,hakikat illa hakikat degilmi?Degerli okuyucularımız. İmanımız geregi Kuran bizim hakikatımız değilmiki,hakikati bırakıp gürültü patırtı cıkaran yalanın peşinde koşan,yalan yaşar olmuşuz. Ne kadarda yalanı hakikat yerine koyar olmuşuz. Ölüm bir hakikat oldugunu herkes kabul ederken,imanımız geregi hakikat olan Kuran'da Hz Allah bizlere ölüm hakikatını Hz Allah apacık Ankebut suresi ﴾57-58-59﴿ meydan okurken; Her canlı ölümü tadacak ve sonunda dönüp huzurumuza geleceksiniz. İman edip dünya ve âhiret için yararlı işler yapanları hiç şüpheniz olmasın içinde ebedî kalmak üzere altından ırmaklar akan cennetteki köşklere yerleştireceğiz; sıkıntılara katlanan, yalnız Allah’a dayanıp güvenerek işlerini gerektiği gibi yapanlara ne güzel karşılık! Peki Ölüm hakıkatının karsısında Allahımız Bakara suresi 281 ci ayetinde acıklarken biz neyimize güvenipte,Allahın(c.c)ın huzuruna cıkacagız. "Allah'a döneceğiniz, sonra herkesin kazancının kendisine eksiksiz geri verileceği ve hiç kimsenin haksızlığa uğratılmayacağı günü aklınızdan çıkarmayın." Hakıkat içinde hakikatı göremeyen gönüllerdeki cesaret ehli ne kadarda cesur demezlermi?Allahın Yüceliği,azameti karşısında. Cok cesuruz Allahın karsısında fakat kendimiz gibi ölümlü olanın karsısındada tir tir titremekteyız menfaatlerimiz noktasında,Peki ahıret denilen ebedi menfaatımız noktasında aynı duyguları neden taşımayız,hiç sormazmıyız kendimize. Allah'(c.c) ve Rasulune iman ettiğini ve Allah'ın kendisinden başkasına teslim olunmayacagını ve Allaha teslim oldugunu,Kuranı kendisine rehber edindiğini bu rehberlikte hayatımıza kılavuzluk eden KİTABIMIZ Hz.KURAN'ın Maide suresinin üçüncü ayetinde bakın bizlere ne söylemekte. Bugün artık inkar edenler sizin dininizi ortadan kaldırmaktan ümitlerini kesmişlerdir. Artık onlardan korkmayın benden korkun. Bugün sizin dininizi bütünlüğe erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam'ı seçtim. Hz.Allah kendisinin kullarından istediği, nelerden ve nasıl bir hayat nizamından razı olacagını acıklamış, bu istek ve razılık noktasında nelere nasıl tabi olacagımızı Hz Kuran ile bildirmişken,insan oglunun hayat dersanesinde,önünde bu kadar acık bir kitap varken tabirde hata olmaz ise imtihandan zayıf not alması noktasındaki acziyetinin göstergesi ne olabilirki? Esmâ bnt. Umeys el-Has’amiyye’nin işittiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “...(Gaflete) dalan, gülüp oynayan, kabirleri ve toprak altında çürümeyi unutan kul ne bedbahttır! Azan, haddi aşan, nereden geldiğini ve nereye gittiğini unutan kul ne bedbahttır!...” (Tirmizî, Sıfâtü’l-kıyâme, 17) Bu hadis galiba günümüz islam dünyasında bir kangıren misali hayatımıza hakim olmuş gibi. Peki dünya hayatı müslüman için bir imtihandır demezmıyız,hem der,hemde vurdum duymaz yaşamakta degilmiyiz? Enbiyâ / 35. Ayet Her nefis mutlaka ölümü tadacaktır. Biz sizi, gerçek değerinizi ortaya çıkarmak için şerle de hayırla da imtihan ediyoruz. Sonunda zâten bize döneceksiniz. Bu ayetlede durumumuz ortada iken soruyorum kendime HAYIRDIR? Hakikatı anlatan Kuran,dünya dersanesinde,ömür mezuniyetinin sonunda diplomalarımızın notlarınıda acıklamış. En'âm / 62. Ayet Sonra alınan o canlar gerçek sahipleri olan Allah’ın huzuruna getirilirler. İyi bilin ki, bütün hüküm ve tasarruf yetkisi yalnız O’na aittir ve O hiç geciktirmeden, en çabuk bir şekilde hesap görendir. Hakkıyla kul olabilmek ümidi ile
FACEBOOK YORUMLAR