Adnan Albayrak Şimşek Siyasetçi Yazar

Adnan Albayrak Şimşek Siyasetçi Yazar

Siyasetçi Yazar Adnan Albayrak Şimşek
[email protected]

İSTİKBAL VE KARİYER SAHİBİ OLMA UĞRUNA ALLAHA KUL OLMAYI BAŞARAMAYAN İNSAN ve İNSANLIK

17 Şubat 2024 - 11:03 - Güncelleme: 17 Şubat 2024 - 11:14

İSTİKBAL VE KARİYER SAHİBİ 
          OLMA UĞRUNA 
            ALLAHA KUL OLMAYI BAŞARAMAYAN 
                          İNSAN ve İNSANLIK  
Günümüz dunyasının gelişen medeniyetinde,insan denen varlıgın kendisini nasıl gördüğü  noktasında, bir düşünceye sizleri davet ederek önce insan nedir sorusuyla makalemize başlamak isterim.
          Önce İNSAN kimdir,nasıl bir varlıktır.
    İnsan, ruh ve cesetten meydana gelmiştir. İnsanın bu bileşimi, ancak iki yönü olan bir yolda yürüyebilir. Bu yönlerden biri ceset, öteki ise ruhtur. Bu iki yönden birini ihmal etme veya yıkma aslında insanın bizatihi kendisini yıkmaktır.
İnsanlar, dünyaya gelirken irsî bir takım kabiliyetleri de beraberinde getirirler. Yani, Allah, insanı fıtrî kabiliyetlerle donanmış olarak dünyaya getirmiştir.
    İnsanın en büyük gayelerinden biri kendini tanımak, anlamlandırmak ve konumlandırmaktır. Bu gayeye yönelik temel sorular olarak insan niçin yaratılmıştır, yaratılışındaki hikmeti nedir? İnsanın sorumlulukları ve sınırları nelerdir? Gibi iki ana unsur ortaya ckar.
    Tarih boyunca bütün düşünürlerin, filozofların, din adamlarının bu hususta çok şey söyledikleri bilinmektedir.
Bizim üzerinde durmak istediğimiz bu iki temel soruya Kur’an’ın nasıl bir cevap getirdiği meselesidir. 
İnsanın yaratılış hikmeti ve sorumluluğunun sırasıyla Allah ile, kendisi ile, sosyal çevresi olan ailesi, akrabaları ve komşuları ile toplum ile ne anlama geldiğini, bu güne kadar yapılan mülahazalara değinmekle birlikte, günümüzüde göz önünde bulundurarak Kur’an merkezli olarak ele alacağız. Bu bağlamda konunun izahı için insanın mahiyeti, inanma ihtiyacı, dindar tabiatı ve dinin bu yöndeki katkıları gibi hususlar üzerinden baktıgımızda
içinde bulundugumuz Müslüman Türk toplumunun kendi medeniyetini bırakarak,örnek aldıgı günün dünyasındaki kapitalızmın oluşturdugu KAPİTALİZMİN MEDENİYETİ içinde, nereye sürüklendiğimizi görmek,bu sürünceminin içinde kaybolmuş insan ve insanlık,  insana yakışan insan olma noktasında,insanı medeniyete nasıl geri dönecegimiz noktasında bakışımızın sizlerle paylaşmaktır.
     İnsan Kurana göre Allahı dünyaya gelmesiyle beraber kendisine yüklenen İlahi misyon kendisini yaratanı,tanımak,
KENDİSİNİ YARADANI TANIDIKTAN SONRA, Yaradanın ULULİYETİNİN karşısında, yaradanın zatına yakışan bir anlayış içerisinde,
 ''O''NA  KUL (varlıgın kendisini yratan karsısında tüm hal ve hareketlerini yaradana yakışırcasına göre yaşamak olgusu) OLMAKTIR.
Kul olmak,yaradanın ululıyeti karsısında acziyetimizin emaresi olarak karsısında boyun egmenın adıdır.
Allahımız kendisini yarattıgının tanıyabilmesi ve nasıl kul olunacagına dair,acıklamalarını dönem dönem peygamberleri vasıtası ile bızlere acıklamıştır.
Yani yaradan bızleri yarattıktan sonra,dünya hayatı içerisinde ugrayabileegimiz sapık ve yanlış anlayıslar karsısında,bizlere kılavuz olarak kitap ve peygamberler göndererek,yalnız bırakmamış ve yaratılmış olan insanın ap acık düşmanının İBLİS,ŞEYTAN ve iblisin yanında iblisle beraaber olanlar oldugunu
     Fatır suresinin 6 ayetinde ap acık beyan etmiştir.
Gerçek şu ki, şeytan sizin düşmanınızdır, öyleyse siz de onu düşman sayın (fısıltı ve fırıldaklarına kanmayın!) O, kendi hizbini (partisini,

taifesini ve tâbilerini), ancak çılgınca yanan (cehennemî) ateşin ehlinden olmaları için (küfre ve kötülüklere) çağırıp durmaktadır.
Kuran'a göre şeytan her ne kadar bır yaratılmış olsa dahi onun ruh anlayısı ,Allahın ortaya koydugu İLAHLIK karsısında baş kaldırıştır.
Şeytanın baş kaldırış hal ve hareketleri,bu olgunun ruh yapısının ŞEYTANI oldugudur.Burda şeytanı bıreysel degil,ruhsal olarak bakmamız icap eder,Cunkü her bırey,kendi ruh dunyasında,kendine has bır insan olarak kendi nefsı ile karşı karsıya olmasıyla,dünyada yaşar ve dunyasını tanzım eder.
Bu yüzden günümüz dünyasında insanın kendi nefsının oluşturdugu, degerler üzerinden, karsılastıgı hayata dair olumlu ve olumsuz her olayı ona göre kabul eder veya etmez.İşte bu anlayışların dogrusunu bilme adına,Allahın ortya koydugu kurallar ile,Nefislerin heva ve hevelerin ortaya koydugu degerler olarak ikiye ayrılmaktadır.
İnsan yaratılşından bu yana geliştirdıgı veya gelişen insanlıgın adına medeniyet diyerek gunumuzde ortaya koydugu anlayısta,
hakka dayalı medeniyet, ve bunun dışında kalan tüm medeniyetler diye adlandırıldıgında,içinde bulundugumuz medeniyetin bizleri nereye götürerek
nasıl madı ve manevı olarak sömürüldüğümüz ortaya cıkacaktır.
Günümüzde insan oglunun kaygıları içerisinde gelecek kaygıları diye atlandırdıgımız,gecim,bolluk,refah denilen istikbal ve bu istikbaldede daha fazla olmasını saglayabilme adına karıyet hastalıgı ortaya cıkmıştır.
İnsan rızkı verenın Allah oldugunu her nekadar kabul ediyoruz desede,ortaya koydugu sadece sözden ibaret kaldıgını,günümüz insanının ortaya köydugu
insanı degerlerle böyle olmadıgı aşikardır
     Fatır Süresinde Allaha dayalı medenıyetin karsısında ap acık düşman olarak Şeytanın ve onun anlayısı oldugunu,Şeytanın insanogluna vesvesesi diyecegimiz gelecek kaygıları içersinde kalplere verilen gelecek rızık,kaygısı,gibi vesvesesinın korkularının insanlıgı ne hale getirdiği,kimsenin kimseye merhamet etmediği güçlünün zayıfı ezdıgı,parayı ele gecırme noktasında,güçü yetenin ezip gectiği bir toplumun içerisinde,hak ve adaletten bahsedilmesi,cıkmaz sokaga gırmek gibidir.
Hırs,Şehvet,Öfke,Kibir,İhtiras,Haset,Şöhret ,gibi hasletleri degerlendirdiğimizde Şeytanın varlıgının karekter özelliği içerinde günün insanlıgının durumu.
ortaya Şeytanı medeniyetinin oluşturdugu toplumsal yaşam içerisinde kalan insan oglu,dünya ve ahıret huzurunu nasıl kaybettiğini anlaması gerekirken,
degerlerimizin Allahın dini olması gerekirken, bu hasletler üzerindende huzuru araması,aklımızın kimler tarafından nasıl toplumsal muhendisliğinin egomanyası altına alındıgı farkedemez.
İnsan İnsanlıgı,insanlıga yakışır şekilde yaşamak istiyorsa,İLAHİ İKAZLARA uymak zorundadır.Cunkü Allah bizleri yeryüzünde başı boş bırakmamıştır.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum