KARANLIK VE IŞIK
Zaman, dünyanın bilimini anlamamız için var olan kurallardan bir tanesidir. Yaşam karanlık ile aydınlığın savaşı değildir. Karanlık ve aydınlık hep var . Onları kullanacak akılların olması onları kullanışlı kılar. Peki tüm bunlar neden?
Aniden ışıklar kapandığında veya elektrikler kesildiğinde veya bir şekilde karanlıkta kaldığımızda aklımıza gelen ilk şey ışıkları geri açmanın bir yolunu bulmaya çalışmaktır. Bunu için hemen düşünmeye başlarız. Işıklar neden gitti ve bunun bize etkisi ne oluyor? Bu soruyu kısa bir süreliğine tehlikede olup olmadığımız anlamak için sorarız. Tehlikede değil isek biraz sakinleşiriz fakat ışık aramaya devam ederiz. Bir mum , lamba , ışık kaynağı mesela cep telefonumuzu ararız. Bulunduğumuz mekanın dışı aydınlık ise camları açmayı düşünürüz. Tüm bu seçeneklerin yerlerini hatırlamaya çalışırız. Oturup karalığa bağırıp çağırmamızın bir anlamı olmadığını herkes bilir. Bu kazanılmış bir davranış. Ayrıca elektrik sık sık kesiliyorsa artık ışık kaynağı aramak yerine sakince ışıkların gelmesini bekleyebiliriz. Sonsuzluk içimizde. Bazen ışıklar gittiği için mutlu olabiliriz. Belki sizi saçma sapan bir şey yapmaktan kurtarmış olabilir. Belki de evde bir elektrik kaçağı olmuştur daha büyük bir hasar önlemek için konulan sigorta atmıştır. Ama siz karanlıkta kalmışsınızdır. Bir anda karanlık sizi şaşırtmıştır. Belki dışarıda kar fırtına yağmur vardır. Sizinle hiç alakası olmadığı halde elektrik kablo sorunu olmuştur. Elektrikler kesilmiştir. Karanlıkta kalmışsınızdır. Ayrıca bu sorunların her biri bir başka sorumluluk türü. Fakat her biri sizin o an karanlıkta duruyor olmanıza sebep olabilir. Yukarıdaki aşağıdaki gibidir.
Fakat her zamanki gibi bir ışık kaynağınız olmalı dimi? Her evde bir dolap veya çekmecede mum durur. Belki el feneri kullananlar vardır. Ayrıca şarjlı bir sürü aydınlatma çeşidi var. Cep telefonları bu konuda en hızlı cevap olmaya başlamıştır. Olmadı ay ışında oturup çay için. Işığın olmaması oturup beraber şarkı söylemenize bir engel değildir. Ağzınızı mühürlemez. Ayrıca bu elektrik kesintileri durumun farkında olan bir çok firma bir çok sağlık kuruluşu hatta bazı evlerde bile tedbir olarak jeneratör bulunmaktadır. Bilemedim uyuyun yarın güneş doğacaktır.
Herkes aşağı yukarı nereye varacağımı anladı galiba. Tabi tabi karanlığı içimizde yükselen karanlık ile yer değiştirirsek gerisini kendiniz getirirsiniz diye düşünüyorum. Örneğin içinize karanlık çöktüğünde önce sebebine bakarsınız fakat… Elektrikte olduğu gibi düşünün.
Karanlık ve aydınlık başından beri hep vardı. Tıpkı beyaz bir kağıda yazı yazabilmek için beyaz bir kalem kullanamayacağınız gibi aydınlığın anlamlanması için karanlık karanlığın anlamlanması için aydınlığa ihtiyacı vardır. İkisi yan yana dursa bile yine bir anlamı yoktur. Öylece sadece var olurlar. Taki bu var olan şeylere anlamlar yüklemek için sınırlar çözmeye çalışan akıllar olana dek.
Samimiyet ve gerçeklik en büyük gücünüz olsun. Böylece kendi oluşturduğumuz rüya ile gerçeği ayırt edebilesiniz. Kendi zihnimizde oluşturduğumuz rüyalardan kurtulduğumuzda ancak gerçek rüyaları bulabiliriz. Gerçek rüya ise şuan yaşadığımız şeyleri oluşturduğumuz kaynak olan, ayık iken gördüğümüz rüyalardır. Neden rüya diyoruz? Rüya dememizin sebebi aslında mümkün olan veya olmayan şeyleri bu dünyanın fiziki varlığından bağımsız olduğunu düşünmemiz olmasıdır. Gerçekte öyle olmadığını düşünenler ile düşünmeyenler arasında çok belirgin bir çizgi mevcuttur.
Her adım bir anlam. Her anlam bin adım. Susarsan okumaya başlayabilirsin. Teşekkürler.
Altan BEZEK – 18.12.2022
FACEBOOK YORUMLAR