Abdurrahman Dilipak'ın geçen gün kaleme aldığı bir yazı vardı, "aha şuraya yazıyorum" başlığı adı altında. Yazıyı oldukça önemsedim.rnZira konuya dair daha önce farklı detayları dile getirmiş biri olarak yazının vurgularının gerçekliğine dair kanaatim kesinleşti.rnReisle şekillenen yeni sistem algısı ve bunun uygulanmasına dönük pratiğinin aşama aşama gerçekleştirilmesinden doğan emperyal ülkelerin rahatsızlıklarını görmekte fayda var.rnReisin attığı her adımın takipçisi oldukları kadar hamleleri baltalamak adına ön kesmeye dönük projelerin de hem içeride hem de dışarıda kuşatma gibi karşımıza çıkan perdeleme çalışmalarına da rastlamamız mümkün.rnDilipak'ın vurguladığı konuların senaryo gibi görülebilirliğin iç sağlaması olan CHP ile ilişkilendirilmemesi de gösteriyor ki bu kez siyasal aktörlerden ziyade dışarıya taşınmış aktörler üzerinden gerçekleştirilmesi mümkün görülüyor. Devamında iç aparatlarla desteklenebilirliği ve hukukî argüman ve araçlarla pekiştirilmesini görmemek mümkün değil.rnOlayı uluslararası hukuki boyutundan iç hukuk boyutuna indirgeyecek kırılma noktalarının hazırlandığı muhakkak.rnPeki ne yapmalı?rnConinin editoryal yönetiminde 2.ci 15 Temmuz dalgasının gerçekliğinden nasıl emin olabiliriz?rnŞu bir gerçek, 17-25 Aralık operasyonun da rol alan ve 15 Temmuz işgal girişiminde rol verenlerin çoğunun ellerini kollarını sallayarak yurtdışına kaçmış olmalarını hala hazmedemiyorum.rnBu kadar kahpesoyu fetöcü Coni ajanının kaçışlarını hala aklım almıyor.rnDemek ki bunlar planlı olarak dışarı taşındılar, kaçırıldılar, dışarıda başka bir proje için hazırlanıyorlar.rnİçeride kalanlar oyun kurucuların bir kısmını oluşturuyor, yani figüratif aktörler.rnİçeride kalanlar yok mu?rnYargı ayağında, bürokrasi ayağında, siyasi ayağında? Ve bunların yeniden örgütlediği kahpeler yok mu?rnVar demek ki!rnMesela dış temsilciliklerde faaliyet gösteren STK'ları, yurtdışında faaliyet gösteren iş adamı görüntülü müteşebbisleri, yurtdışı temsilciliklerini önemsiyorum.rnUluslararası gemi taşımacılığı yapan firmaları, kuruluşları, gümrük yapılarını bu noktada önemsiyorum.rnHatta sözü edilen 2.ci 15 Temmuz girişimine dahil olacak, yardım edecek aktörlerin legal görünen illegal çalışmalarının son hızla projelere katkı sunduklarına inanıyorum. Ki bu kurumların "lojistik" etiketle projeye destek verdiklerine dair kanaatlerim de netleşti.rnUluslarası sularda ülkemiz adına taşımacılık yapıp ülke bandırası taşıyan gemilerin daha sıkı denetlenmesi buralardan doğacak hukuki yaptırımların kabul edilebilirliğini şartlara bağlayacak önlemler alınması taraftarıyım.rnNasıl ki "MİT tırları" gerçeğinde "silahları taşıyan tırların MİT'e ait olmadığı ve kiralandığı gerceği ortadaysa aynı düzlemde hareket ettirilmesi düşünülen projelere dikkat derim.rnSahi MİT tırları MİT'in öz varlığı değildi.rnKim kiralamıştı?rnKimler kiraya vermişti tırları?rnGemilere de aynı noktada bakmak lazımrnŞekillendirilmek istenen projeyi önleyici tedbirlerden ziyade hamleleri önceden görebilecek bakışlar ve farkedişler önemli.rnOyunları bozmak istiyorsak oyun kurucuların önceki projeleri üzerinden iz sürmemiz yeter de artar bile.rnO halde Coninin vize krizi gerçekte büyük oyunu perdeleme ve yeni oyuna geçiş için "vize" arayışı olarak görmekte fayda var.rnİç aktörleri temizleyelim evet, lakin dış aktörleri de asla ve asla es geçmeden "hafife almadan" yapalım.rnRabbim bütün oyunlarını "Müntakim" ism-i şerifi ile başlarına geçirsin inşallah!
FACEBOOK YORUMLAR