Amerikan Baharı'nın başladığı zamanlara şahitlik ediyoruz.
Ülke geneline yayılan protesto gösterilerinin şiddet, yağmalama ve karşı saldırı ile beraber siyasi bir harekete dönüştürüldüğü gözlemleniyor.
Siyahi isyanı beyazların devralarak iç savaş ve darbe ile neticelendirilmesi için olağan "dış etkiler"in devrede olduğunu söylemek mümkün.
Nitekim Trump'ın bu süreci sabote eden CNN, NEW YORK TIMES, A.POST ve MSNBC yayın organlarını bu ihanetin içinde olarak suçlaması bir anlamda darbe için kitleleri harekete geçiren kaynakları işaret etmesi olarak okunabilir.
Tüm eyaletlerin sosyal medya örgütlenmeleri ile harekete geçirildiğine şahit olurken, (biz GEZİ olaylarında bu örgütlenme modeline şahit olmuştuk.)
ABD'deki isyanın sloganı "nefes almak istiyoruz" olarak öne çıkıyordu.
Gezi darbesinde de aynı sloganın servis edilmesi tesadüf müdür?
Vandalizmi besleyen dış ve iç işbirlikçi grupları ve oluşumları analiz ettiğimizde karşımıza küresel Siyonist aklın aparatları çıkmıştı.
Terör ve terörizmden beslenen Siyonist aklın ABD maşası ile yüzleşmesinin de yakın olduğunu o günlerde söylemiştik.
Bugün o gündür...
Siyonizm ABD'de darbe yaparak bütün gücünü bir diğer Siyonist güç ÇİN'e devretme aşamasına geçmiştir.
Bütün terör örgütlerinin finanse edildiği Amerikan coğrafyası yine terör aparatı ve terör örgütlerince yağma ediliyor ve daha fazla edileceği gün gibi aşikar.
Bu olayı sadece Amerika zaviyesinden okumak bizi yanıltacaktır.
Dikkat ederseniz Korona sendromu ile eşgüdümlü hareket eden güç odakları Türkiye coğrafyası için de benzer senaryolar peşinde olacaktır.
Zira müzmin muhalefet yapılanmalarının lokomotifi pozisyonunda olan CHP'nin de aynı güç odaklarınca uyarıldığı, hatta hazırlandığını görmek mümkün.
Son günlerde artan provokasyonlar, şiddet ve İslami hassasiyetlerimizin kaşınması, polis ve askerlerimize dönük saldırı ivmesinin artırılmasını yanyana getirdiğimizde iç savaş resminin bütünlüğüne işaret ediyor.
Amerika uzun bir zamandan beri bugünlere hazırlanıyordu.
Nasıl ki Tunuslu Buazizi kendini yakarak Arap Baharının başlamasının sembol ismi olmuşsa, öldürüldüğü söylenen(!) siyahi aktörün de Amerikan Baharı için seçilmiş bir dublör olarak tasarlandığını düşünüyorum.
Aynayı işte tam da buradan, kendi gerçeklerimiz üzerinde tutmak zorundayız.
Farklı bir aktörü toplum dinamiklerimiz üzerinde kıvılcım teşkil etmesi için kullanacaklardır.
Kitleleri aynı anda değil, domino etkisiyle harekete geçirecek farklı hassasiyetlerin çarpıştırılması üzerine kurguladıkları biliniyor.
Bu sebeple bugünlerde gezi vandalizminin "yıldönümü" olarak yad eden aktörlere yeniden dikkat kesilmekte fayda var.
Evet onlarla "yarım kalan" bir darbe girişimi hesabı var bu ülkenin...
Bunun ilk raundunu İstanbul tekfurunu yönetime getirmekle aldıklarını düşünüyorlar ve hesaplarını onun üzerinden harekete geçirecekler.
İstanbul tekfurunun bütün hamlelerinin takibine (bakın reklam edilmesi demiyorum) ve onunla hareket eden gezici unsurlara azami dikkat.
Binnur Günay
FACEBOOK YORUMLAR