Alman ajanının serbest kalması olayı üzerinde yankılar devam ederken bu olay üzerinden "topa girenleri" görünce aslında olayın devletimiz tasarrufunda daha üst bir amaç adına olduğu fikri bende hasıl oldu.rnrnFetöcü firarilerin bu olaya atıfta bulunarak Deniz Yücel'in üzerinden itibarsızlaştırma ve kamuoyunun aldatıldığı düzlemde algılara başvurmasının altında demek ki onların hem işine gelen, hem de işlerine gelmeyen gelişmeler var demektir.rnrnElbette sıradan bir durum değil. Tillerson'un gelişi ile eşzamanlı yaşanan salıverilme gerçeği masaya konan durumlar kadar Coni karşısındaki müttefik ağımızın da neler olabileceğine işaret eden siyasi bir cevap niteliginde de olabilir.rnrnConi'nin papaz da dahil fetocüleri de içine alan kaç tane ajanı var elimizde?rnOnlarca ajan olduğunu biliyorum.rnrnrnrnAfrin bölgesi ve diğer sahalarda elde ettiğimiz kazanımlar ve konsolosluk faresinin olduğunu da biliyoruz. Hatta ondan vazgeçip "bize telefonunu verin" tehditlerini de...rnrnBu siyasi bir mesaj olduğu gibi, 'bakın, bizimle adam gibi müttefiklik yapanlara karşı tavrımız budur' mesajı da mümkündür.rnrnDevlet mekanizmaları içinde uyum olduğu açık. O halde devlet çıkarları neyi gerektiriyorsa yapılan yapılmıştır diye düşünüyorum.rnrnHaa bu arada, bu olayı bahane ederek Almanya'da ki Türkler satıldı bazında algıya başvuranları da iyi tahlil etmek lazım. Ortada bu durumdan yararlanmak isteyen "karaborsa" algı malzemesine muhtaç tetikçiler olup olmadıklarına dair kanaatimiz pekişir.rnSon ve asıl önemli olarak, bu Alman ajanının salıverilmesinin basına sızdırılması olayının ne amaçla yapıldığı yoruma muhtaç...rnGizli mi kalmalıydı, böyle mi yapılmalıydı?rnHer halükarda düşünülen durumlar olduğu belli.rnBelki de Tillerson'ın elinin boş gönderilmesinin dünyaya deklare edilme şekli böyleydi.rnrnBinnur Günay / Ülke Postası
FACEBOOK YORUMLAR