Tam 250 yıldır "insan"ı tanımlayan batı emperyalızmi bu tanımlama üzerinden "demokrasi"yi de tanımlayıp, tanımladığı insan üzerinden hayata tatbik süreciyle uğraşmıştır.rnTanımladığı insanın demokratik kılıflarından beklediği sonuçları elde edemeyince "kendini arayan insan"a, buradan da hangi insan tasarımı için "demokrasi" açılımlarına başvurmuştur.rnSon 40 yıldır kendi tanımladığı insanı da kaybeden Batı'nın demokratik sıfatlarının da kaybolduğuna şahit olduk.rnTanımlanan insan ve onu yönetecek demokratik tasarımların da gerçekte insan türünü yok etmeye dönük olduğu ortaya çıkınca, çıkış noktası olarak "insan sonrası" yani demokrasinin ötesine dair korku senaryoları üretmeye başlamıştır.rnBurada anlatmak istediğim şey, batı emperyalizmi bunu yaparken kendi misyonunu İslami gören Müslümanların geldikleri çıkmaza dikkat çekmek istedim.rnBugün Recep Tayyip Erdoğan ile geldiğimiz nokta, batının tanımladığı, tasarladığı insan modeline dönük olarak topyekûn bir reddiyedir.rnBu reddiyenin özü Osmanlı damarlarından rafine olan İslami kişilik, İslami davranış modelleri ve İslami devlet olma pratiğinin uygun zeminler bulma arayışıdır.rnİşte burada şuna kanaat getiriniz.rnBatı emperyalizmi ve içimizdeki aparatlarının derdi, Recep Tayyip Erdoğan'ın şahsında tüm Müslümanlara dönük düşmanlıklarının, kinlerinin yansıması ve yansıtılmasıdır.rnGeldiğimiz nokta itibariyle batı emperyalizminin ideolojisi seküler algı modelleri ve alternatif sömürü düzenlerinin devamı üzerinedir.rnBu projelerini uygulanamaz kılan tek direniş Anadoludandır.rnBu topraklara sahip çıkacağız. Düşmanlarımızı iyi tanıyacağız. Münafıkları, zındıkları, "zangoç"ları iyi ayırt edeceğiz.rnUyku halinden şuur haline geçenlere selam olsun.
FACEBOOK YORUMLAR