Batılı yayın organları medya kuruluşları aynı anda ve bir ahenk içinde Türkiye'deki basın özgürlüğünün bitirildiği, muhalif bütün gazetelerin susturulduğundan bahsetmelerini tesadüf olarak görebilir miyiz?rnrnEn son Doğan Medya'nın el değiştirmiş olması bu tezlerini doğrular mahiyetteymiş(!)rnrnHükümeti de bu noktada şekillendirenin Recep Tayyip Erdoğan olması diktatörlüğün(!) delili olarak görülmeliymiş(!)rnrnDolayısıyla insan hak hukuku, basın ve fikir özgürlüğündeki son kısıtlamanın adresi internet siteleri ve gazeteleri olacakmış!rnrnReisin ülkede tek bir muhalif bırakmayacağı tezinin sahiplerine baktığımızda tamamının Fetöye, PKK'ya, DHKP-C'ye ve illegal yapılanmalara destek veren odaklar olduğunu görmek bizi şaşırtmıyor. Bu söylemler "güç zehirlenmesi" olarak tanımlansa da gerçekte basiretin körelmesiyle izah edilmesi daha doğru olur. Güç zehirlenmesine sebebiyet veren doğru olanı ve doğru yapılması gereken yerde susanların olduğu kemiyet olarak görmek mümkündür.rnrnYalakalık, sahtekarlık, dalkavukluk, şarlatanlık yapanları iyi tahlil edip sistem dışına atılması elzemdir.rnrnEğer doğru olan ölçü alınmaz, yetim hakkı yiyen, halkına zulmeden, rantiyeye gömülen ve sırf partizanlığından medet beklenen aktörlere paye verilirse güç zehirlenmesi patlak verir, özgürlükler işte orada bitmiş demektir.rnrnReisi aldığı doğru kararlarda anlayabilmenin ölçüsü, yanlış gördüğümüz kararlarda da eleştirip anlayabilmektir.rnrnYerli ve milli olmak fikirleri mesnet edinerek iktidardan "ulufe" beklemek değil, şakşakçılık yapmak değil onurlu ve şereflice Reisin yanında durmaktır.rnGerisi hikaye...rnrnBinnur Günay
FACEBOOK YORUMLAR