İstanbul kefaret olarak mı görüldü?

Topbaş'ın gidişinin ardından Göksel bir aktör geliyormuş gibi sevinme zamanı bulanlara şaşırmıyorum.rnPeki bu değişim ya da değiştirilmenin ana hareket noktasının salt 'fetöcülere çanak tutmuştu' düzleminden okumamız mümkün mü?rnrnEğer salt fetöcülük düzleminden okunursa aldatıcı sonuçlarla karşılaşmamız mümkün olur.rnrnZira eğer fetöcülere geçit vermiş, desteklemiş, fetöcülerle işbirliği yapmış ve dahi fetöye finans sağlamak başta olmak üzere fetö teröristlerine alanlar açmışsa bugüne kadar neden hesap sorulmadı?rnYa da sorulması gerekmez miydi?rnŞimdi bu aşamadan sonra mı hem Kavurmacı'nın da faturası üzerinden hesap sorulacak?rnrnO zaman şu soruyu sormak lazım.rnTopbaş hesap vermek adına mı "istifa" etti, yoksa başka bir hesabı tamamlamak adına mı istifa etti?rnŞu an için muamma gibi görünse de, gerçekte Topbaş'ın istifa gerekçesini beyan edemedikleri üzerinden değerlendirmek daha doğru olur.rnrnİstanbul gibi bir metropolün idaresinin vekaleten yürütülmesi bir bedel ödemeyi esas almış mıdır?rnTeşkilat değişimlerini anlamak mümkündür.. Eğer bahsedildiği gibi Topbaş fetö gerçeğiyle istifa etmiş, ettirilmişse kanaatim o ki İstanbul büyükşehir belediyesine "kayyum" atanması gerekmez miydi?rnrnBu istifanın ardından komple salvo seslerinin yükseleceği çok açık..rnrnŞimdi bütün Reis karşıtı aktörlerin birleştiği bir konu oldu...rnrnİstanbul kefaret olarak mı görüldü?rnrnBinnur Günay / Ülke Postası