Dün gece bir değil, bir kaç yanlış birden oldu. Niyetim hem nalına hem mıhına çakmak değil. Madem ki istenmeyen bir durum doğdu, bir daha bu istenmeyen durumlara düşmemek için, öğrenmek, dersler çıkarmaktır. Sanırım devlet de bu işten ders çıkarmış, muhasebesini yapmış ya da yapmaktadır. Muhtemel Süleyman bey de 'fırçasını' yemiştir.
İstenmeyen durum ne oldu? Vatandaş panik havasıyla sokağa döküldü. Can derdini unutup boğaz derdine düştü. Düşmeseydi, aklını kullansaydı diyemeyiz. O anda herkesin muhakeme etme durumları yoktur. İç güdüsel hareket ettiler. Bunu kötülük olsun, ya da muhalefet olsun diye yapmadılar. Korkuya ve endişeye kapıldıkları için yaptılar. Canlarını bile hiçe sayıp maskesiz, sosyal mesafesiz 'nefis' derdine düştüler. Benim düşüncem günlerdir 'sokağa çıkmayın' la adeta dalga geçen önemli bir kesimin böyle bir derse de ihtiyacı vardı. Pabucun bağlı olduğunu anlamalıydı herkes. Umarım dün gecenin çok ağır sonuçları olmaz.
Fakat böyle bir sosyal psikolojiyi kararı alanlar ve açıklayanlar bilmiyor muydu? Bu mümkün değil, bilmemeleri ayıp. Çünkü bu panik havası, bırakın işin 'bilimsel' yanını, kaçıncıya oluyor. Şartlar ne olursa olsun bunu hesap etmeliydiler. Belki her şeye rağmen yine olurdu. Doğru olabilirdi; ama nasılsa olacak önyargısıyla davranılamaz. Mümkün olduğu kadar 'az olmasını' sağlamak düşüncesiyle hareket edilir. Daha temkinli, daha hazırlıklı, daha ayrıntılı bir açıklama olsaydı muhtemelen panik daha az olurdu.
Ama medya da bunu apar topar, alt yazılarla vermemeliydi. Haberi önce ben vereyim sabırsızlığıyla davranmamalıydı. Ne yazık ki medyamız da (muhtemelen bütün dünya medyası da böyle) çoğu zaman yangına körükle gidiyor. Karar uygulayıcılar, medyanın bu basiretsizliğini de hesaba almalıydılar. Öyle ki tam isabetli bir nokta atışı yapmalıydılar. Bunu başaramadılar. Muhtemelen bu haber medyaya el altından sızmıştır. Henüz Bakan hazırlıklı olamadan medya ortalığı velveleye vermiştir bile. Böyle bir ihtimal de araştırılmalıdır. Bunu yapan ya da yapanlar varsa tespit edilmeli, soruşturulmalıdır.
Sosyal medya zaten alem. Ne yazık ki buraya goygoy lazım. Kimileri çok bilmişliğini kanıtlayabilmek için can atıyor. Birileri bir hata yapsa da yerden yere vursam diye pusuda bekliyor sanki. Bunların bir kısmı 'trol' dür, bilinçli yapmaktadır. Fakat önemli bir diğer kısmı yaptığının sonuçlarını hesap edemeyecek durumda olandır. Belki yaptığından sonradan pişmanlık duyuyor ama bu, yapılan yanlışı ortadan kaldırmıyor. Kısaca sosyal medya, kesinlikle paniği arttırıcı yönde işlev gördü. Sakinliği savunmaya çalışanlar iktidarı savunuyormuş pozisyona düşürülerek etkisizleşti. Gerçekten iktidarı savunma psikolojisi ile hareket eden de vardı. Ben dahil pek çok kişi, dirayetli davranışlarıyla takdir gören bir yönetimden, bu uygulamanın daha planlı olarak hayata geçirilmesini beklerdi. Ama bunda eksik kalındı.
Esasen işin cılkı sokağa çıkma söylemlerinin ve tartışmalarının erken ortaya atılmasıyla başladı. Bunun iyi ya da kötü olduğu çok konuşuldu. Adeta üzerinde tepinildi. Vatandaş da bunun anlamını kafasında şekillendiremedi. Demek ki bunun da gerektiğinde uygulanabilir bir yöntem olduğu ve olacağı, zamanının geleceği, bu durumda da devletin gerekli tüm şartları sağlayacağı önceden anlatılıp vatandaşın zihnine kazınmalıydı.
Sanırım devlet de hafta sonu hava raporunun durumundan biraz panikledi. İstanbul Türkiye'deki vaka sayısının %40 ını taşıyor. Bunu umursamayan da çok sayıda vatandaş var ne yazık ki. Önlemlere karşı çıkmayı, yasak delme psikolojisi ile karşılayan çok insan var. Sanırım idare, hafta sonunda, dün gece olandan çok daha istenmeyen şeyler olabilir telaşı ile hareket etti ve açıklamayı çoğu kimseyi (herkesi edemez de) tatmin edici yapamadı.Tabi bu davranışın istihbari başka sebepleri yoksa.
Bize düşen her kişi ve kesim olarak bu olaydan gerekli dersi çıkarmak. Bir dahaki sefere bu tür yanlışlara düşmekten kaçınmak. Olayı siyasi boyutuyla alıp da sen yanlış yaptın, yok sen yanlış yaptın, senin yüzünden oldu boyutundan çıkarmak.
FACEBOOK YORUMLAR