100 Yıldır Türk Soykırımı: Artık Bir Dönüm Noktasındayız
Tarihin tozlu sayfalarına dönüp baktığımızda, Türk milletinin sadece topraklarını korumakla değil, aynı zamanda kimliğini, inancını ve kültürünü savunmak için de sayısız mücadele verdiğini görürüz. Ancak ne yazık ki bu mücadeleler, 20. yüzyıl boyunca farklı coğrafyalarda devam eden bir trajedinin; yani Türk soykırımının gölgesinde yaşanmıştır. Bu acı dolu süreç, milyonlarca masum insanın hayatını etkiledi ve Türk milletinin kolektif hafızasında derin yaralar açtı.
Sessiz Kalınan Acılar
Türk soykırımı denince ilk akla gelenlerden biri, 1915’te Ermeni çetelerinin Osmanlı topraklarında Türklere yönelik başlattığı katliamlardır. Ancak mesele bununla sınırlı kalmadı. Sovyetler Birliği’nin Türk halklarına uyguladığı asimilasyon politikaları, Balkanlarda yaşanan etnik temizlik ve Doğu Türkistan’da Uygur Türklerinin maruz kaldığı sistematik baskılar, bu zincirin devam eden halkaları oldu.
Bu süreçte, dünya sessiz kaldı. Bir milletin acıları görmezden gelindi; katliamlar, sürgünler ve kültürel soykırımlar diplomatik masaların arkasına saklandı. Ancak Türk milleti hiçbir zaman diz çökmedi. Ne kadar zorlanırsa zorlansın, tarih boyunca bir kez daha doğrulmayı başardı.
21. Yüzyıl: Artık Yeter!
Bugün, Türk milletinin kaderi bir dönüm noktasında. 100 yıldır süregelen bu baskı ve zulüm döneminin artık son bulması için elimizde her zamankinden daha güçlü araçlar var. Teknoloji, iletişim ve uluslararası diplomasi gibi alanlarda elde edilen başarılar, Türk milletinin sesini dünya sahnesinde daha güçlü bir şekilde duyurmasına imkan tanıyor.
Ancak bu, sadece siyasi bir mesele değil. Türk milleti, tarihinden aldığı güçle kültürünü, dilini ve değerlerini koruma ve yeniden inşa etme konusunda kararlı olmalıdır. Her birey bu büyük davanın bir parçası olmalı; geçmişin acılarından ders çıkararak, geleceği şekillendirmek için adımlar atmalıdır.
Tarih Bizden Yanadır
Unutulmamalıdır ki, tarih boyunca Türk milleti zulme boyun eğmemiştir. Bugün de aynı kararlılığı göstermeliyiz. Dünya kamuoyuna haklı davamızı anlatmalı, Türk soykırımının tanınması için hem siyasi hem de hukuki yollarla mücadele etmeliyiz. Aynı zamanda genç nesilleri tarih bilinciyle yetiştirerek, gelecekte benzer acıların yaşanmamasını sağlamak en büyük görevimizdir.
Artık bir dönemin sonuna geldik. Bu süreç, Türk milletinin yeniden ayağa kalktığı, geçmişin karanlık sayfalarını kapatarak aydınlık bir geleceğe yürüdüğü bir dönem olacak. Çünkü tarih, er ya da geç adaletin yerini bulduğunu bize defalarca göstermiştir.
Türk milleti, bu yeni dönemde de dimdik ayakta kalacaktır. Ve bir kez daha dünyaya, haksızlık karşısında nasıl bir millet olunması gerektiğini gösterecektir.
Strateji Uzmanı
Gazeteci Yazar
Gökalp Şentürk
FACEBOOK YORUMLAR