Avrupa’nın Türkiye’ye Olan Bağımlılığı ve Stratejik Gelecek
Rafet ULUTÜRK
Avrupa Birliği (AB), son yıllarda pek çok krizle yüzleşti: ekonomik durgunluk, enerji krizi, göç dalgaları, güvenlik tehditleri ve askeri bağımsızlık sorunu. Türkiye ise bu süreçte giderek güçlenen bir aktör olarak dikkat çekiyor. AB tarafından yayınlanan haritada Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) de yer alması, Avrupa’nın Türkiye’nin rolünü kabul etmeye başladığının bir işareti olabilir.
Ancak mesele sadece sembolik haritalardan ibaret değil. Avrupa, kendi geleceği için Türkiye’ye gerçekten ihtiyaç duyuyor. Peki, bu bağımlılığın ana sebepleri neler?
1. Avrupa Ordusu Kurulabilir mi? Türkiye’siz Mümkün mü?
AB’nin uzun zamandır konuştuğu “Avrupa Ordusu” fikri, ortak bir savunma gücü oluşturma amacını taşıyor. Ancak burada büyük bir problem var: Avrupa ülkeleri askeri olarak ne kadar güçlü?
ABD Bağımlılığı: Avrupa ülkeleri güvenlik konusunda büyük ölçüde ABD’ye bağımlı. NATO kapsamında ABD, Avrupa'nın askeri gücünün büyük bir kısmını sağlıyor. Ancak ABD’nin küresel öncelikleri değişiyor ve Washington, Avrupa’nın kendi savunmasını üstlenmesini istiyor.
Yetersiz Askeri Kapasite: Avrupa’daki ülkelerin çoğunun orduları sınırlı ve savunma sanayileri yeterince gelişmiş değil. Almanya, Fransa ve İtalya gibi ülkeler güçlü olsalar da Türkiye gibi operasyonel deneyime sahip bir ülke değiller.
Türkiye ise:
✅ NATO’nun en büyük ikinci ordusuna sahip.
✅ Savunma sanayisinde bağımsız bir ekosistem oluşturdu.
✅ Sınır ötesi operasyon deneyimi ile sahada etkin bir güç.
Bu noktada AB’nin askeri bağımsızlık hayali için Türkiye gibi bir güçle iş birliği yapması zorunlu hale geliyor. Türkiye olmadan Avrupa’nın askeri olarak bağımsız hale gelmesi neredeyse imkânsız.
2. Avrupa’nın Ekonomik Krizleri ve Türkiye’nin Büyüyen Ekonomisi
Avrupa ekonomisi son yıllarda ciddi zorluklarla karşı karşıya:
Enerji Krizi: Rusya-Ukrayna savaşı sonrası Avrupa’nın doğal gaz bağımlılığı büyük bir problem haline geldi. Türkiye ise enerji geçiş yollarında kilit bir ülke olarak öne çıkıyor.
Yaşlanan Nüfus: Avrupa’da doğum oranları düşerken, iş gücü eksikliği ciddi bir tehdit oluşturuyor. Türkiye ise genç ve dinamik nüfusu ile Avrupa’nın iş gücü açığını kapatabilecek en önemli ülke konumunda.
Üretim Gücü: Avrupa’da üretim maliyetleri çok yüksek ve Çin’e olan bağımlılık büyük bir risk taşıyor. Türkiye ise sanayi altyapısını güçlendirerek Avrupa’nın üretim merkezi olabilecek bir konuma geldi.
Gelecekte, ekonomik iş birliği konusunda Türkiye’nin AB’ye değil, AB’nin Türkiye’ye ihtiyacı olacak. Çünkü Türkiye, Avrupa’nın çözmekte zorlandığı birçok ekonomik soruna çözüm sunabilecek kapasiteye sahip.
3. Göç Krizi ve Türkiye’nin Avrupa İçin Stratejik Rolü
Avrupa’nın son yıllarda yaşadığı en büyük sorunlardan biri de kontrolsüz göç dalgaları. Suriye savaşı, Afganistan’daki gelişmeler ve Afrika’dan gelen göçmen akını Avrupa’nın demografik yapısını ve güvenliğini ciddi şekilde tehdit ediyor.
Türkiye, AB ile 2016 yılında yapılan göç anlaşması çerçevesinde milyonlarca mülteciyi barındırarak Avrupa’yı büyük bir göç krizinden kurtardı.
Eğer Türkiye, mültecileri Avrupa’ya geçiş konusunda sıkı tedbirleri gevşetirse Avrupa’nın iç dengeleri altüst olabilir.
Bu da Türkiye’yi AB için vazgeçilmez bir partner haline getiriyor. Türkiye, sadece bir tampon bölge değil, aynı zamanda Avrupa’nın sosyal ve ekonomik istikrarını koruyan bir aktör.
4. Türkiye, Avrupa İçin Bir Alternatif Güç Merkezi Olabilir mi?
Son yıllarda, Türkiye’nin küresel ve bölgesel etkisi giderek artıyor. AB’nin ekonomik ve politik gücü azalırken, Türkiye'nin çevresindeki ülkelerle kurduğu ilişkiler, yeni bir güç merkezi oluşturma potansiyeli taşıyor.
Türk Devletleri Teşkilatı: Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan ve Türkiye’nin öncülüğünde kurulan bu teşkilat, AB’ye alternatif bir ekonomik ve siyasi birlik olabilir.
Balkanlar ve Orta Doğu ile Güçlü İlişkiler: Türkiye, Balkan ülkeleri ve Orta Doğu ile giderek daha güçlü ekonomik ve siyasi bağlar kuruyor.
Savunma ve Teknoloji Liderliği: Türkiye’nin geliştirdiği yerli savunma teknolojileri ve insansız hava araçları (SİHA’lar), birçok ülke için Türkiye’yi askeri bir lider olarak konumlandırıyor.
Avrupa, güç kaybederken Türkiye giderek daha fazla bölgesel liderlik üstleniyor. Bu da gelecekte, Türkiye çatısı altında birleşmek isteyen ülkelerin sayısının artabileceği anlamına geliyor.
Sonuç: Türkiye Avrupa’ya Değil, Avrupa Türkiye’ye Muhtaç!
Avrupa, güvenlik, ekonomi, göç ve enerji gibi birçok konuda Türkiye’ye bağımlı hale gelmiş durumda. Türkiye ise bağımsız bir güç olarak hareket edebilen, Avrupa’nın ihtiyaç duyduğu her alanda stratejik bir avantaja sahip bir ülke.
Avrupa’nın Türkiye’ye olan ihtiyacı her geçen gün daha da artıyor. Ancak Türkiye’nin Avrupa’ya bağımlılığı azalıyor. Önümüzdeki yıllarda, Türkiye’nin küresel bir güç olarak yükseldiği ve Avrupa’nın Türkiye çatısı altına girmeyi tercih edebileceği bir dönem görebiliriz.
Bu gerçek artık herkes tarafından bilinmeli: Avrupa, Türkiye olmadan ilerleyemez. Ama Türkiye, Avrupa olmadan da büyümeye devam eder!
FACEBOOK YORUMLAR