SÜLÜN OSMANI DUYMAYAN YOKTUR.
Yenidoğan çetesi hakkında dava açan savcı Y.E’yi makam odasında tehdit eden Mustafa Kemal Zengin’in videolarını izleyince dedim bu adam kim biraz araştırma yapınca sülün Osman versiyonu bir kişi olduğu ortaya çıktı.
Zira bu şahıs bazen bir siyasetçi, bazen bir bürokrat bazen de bir iş insanıyla basını ziyaret eder, fotoğraflara girer. Bu fotoğraflarla piyasada çevre edinir ve pek çok kişiyi şavullar. Kimi zaman Hadımköy’de kooperatif kurup para toplar,
Kimi zaman milletvekili ya da belediye başkanı adayı olmuş bir şahsın yanına yaklaşır ve adayın haberi olmadan etraftan kampanya için bağış toplayan bir kişi,
Bir zamanlar da zora düşen bir televizyon kanalını bir iş insanına satmak için aracılık yaparken görülür.
Kimi zaman Küçükçekmece’de “Sıra gecesi düzenler ve yanında İstanbul Vali Yardımcısı H.H.C. ile gelir.”
Galip Öztürk’ün Siirtli ortağını siyasi ve bürokratlarla tanıştırır.
Savcıya, “Seni öldürebilirler dikkatli ol.diyebilecek kadar kendinden emin tabir sergileyen bir zatı muhterem.Savcıya söylediği ise tam bir özgüven ile söylüyor Bu adamların mermiye kafa atan 500 tane adamları var. Şimdi sen benimle bir fotoğraf çektireceksin. Ben bunu sayfama koyacağım. Sana kimse dokunamaz” diyor. Direkt kendisi tehdit etmiyor aslında. Muhtemelen savcı ile fotoğraf çektirip şebeke üyelerine, “Sizin dosyanın savcısı benim yakınımdır” diye yine tokatçılık yapacaktı. Ama bu kez ava giderken avlandı.
Tabi bu olayın değişik bir durumu .
Asıl mesele ise bu çete nasıl bu kadar hızla büyüdü.
Yenidoğan bebeklerin özel hastanelere sevki olayında yaşanan usulsüzlükler ve bebeklerin uzun süreli yoğun bakımda tutma yolu ile SSK’den fazla para almaya yönelik sahtekârlıklar olayında da bakanlık uzun süre uyumuş.
Şebeke de bu yolu otobana çevirip voli vurmuş.
Yalnız anlayamadığım bir durum var bebeklerin ölümü şebekeye bir çıkar sağlamaz ki...
Tam tersine ölmesi kuvvetle muhtemel bebeği olabildiğince yaşatıp yoğun bakım sürecini uzatarak para kazanabilirler. Niye para kazanabilecekken bebeği öldürsünler pek anlamadım.
Söz konusu şebeke, özel hastanelerin yoğun bakımlarını kiralamış.
Oysa bu yasak. Ama denetim olmadığı için özel hastaneler bunu yapmış. Peki, bu şebeke bu hastanelerin yoğun bakımlarına gönderdiği bebekler için SSK ödemeyi kime yapar?
Tabii ki kiracı olan bu şebekeye değil.
Kurumlara, yani özel hastanelere.
Peki tutuklular arasında neden bir tek özel hastane sahibi ya da başhekimi yok?
Aslında buna benzer ve akla mantığa gelmeyen çok konu var .Bebek ölümleri için adli tıp raporlarının çıkması en doğru sonucu verecektir.
Bizlerin yorum nafile.
Davayı takip ederek inşallah hep beraber öğreniriz.
Gökalp Şentürk
FACEBOOK YORUMLAR