Trump dönemi ABD Dışişleri Bakanı Pompeo bir kitap yazmış. Kitapta Türkiye ile ilgili öyle ifadeler var ki, yazacağım. Ancak yazmadan önce kısaca geçmişte yaşanan bir olaya değinmek isiyorum;
Yıl 1958, ABD Irak'a darbe yapıyor. Türkiye güvenlik için sınıra asker gönderince ABD Büyükelçisi Başbakan'lığı basıyor. Başbakan Menderes.
Büyükelçi o an Kurul toplantısı halinde olan Başbakan'a ulaşmak için izin almadan kapıyı tekmeleyerek odaya giriyor. Öfke kusarak Menderes'e kükrüyor, odana gel diyor.
Odada konuşma ise şöyle;
"Irak sınırında bir askerî hareketlilik gördük. Irak sınırınıza adım atmayacaksınız. BU BİR RİCA DEĞİLDİR"
Yani emirdir.
Bu olayı aklımızda tutarak şimdi Pompeo kitabında ne yazmış onu yazalım;
"Türklerin yoğun ABD desteği olmadan DAEŞ'i yenme şansının sıfır olduğuna ikna olunca DEAŞ'e karşı Türkiye ile değil SDF/YPG/PKK ile çalışmanın en doğrusu olduğuna karar verdik.
Bu kararımızı açıklamak için Hakan Fidan ve İbrahim Kalın Beyaz Saray'a geldi. Beyaz Saray'daki toplantıda DAEŞ'i yenmek için Suriyeli Kürtlerle birlikte çalışacağımızı söyledik. Bir odada hiç bu kadar çabuk patlayan bir öfke görmemiştim. Kalın ve Fidan bağırdı-çağırdı ve ardından hızla odadan ayrıldı."
Ardından TSK Suriye'ye girince çılgına dönen ABD'den Pompeo ve Trump'ın yardımcısı Pence apar topar Türkiye'ye geliyor.
Bakın Pompeo bunu nasıl anlatmış;
"Erdoğan'ın sarayına vardığımızda, Başkan Yardımcısı Pence ile “birkaç dakika” baş başa görüşmek istedi. Yaklaşık yarım saat sonra ev sahiplerimize başkan yardımcısını görmem gerektiğini söyledim. Nafile.
Yirmi dakika daha geçti ve artık kararlıydım. İzinsiz koridorda yürüdüm ve Erdoğan ile Pence'in buluştuğu odanın kapısını iterek açmaya çalıştım. Kilitliydi.
Daha sonra muhatabıma kapıyı kıracağımızı söyledim - Pence'in 2017'de Türkiye'ye CIA Başkanı iken yaptığım ilk ziyaretimde izlemek zorunda kaldığım 2016 darbesini anlatan aynı üç saatlik videoya maruz kalmasından endişelendim.
2016 darbe videosu o kadar uzun ve o kadar iğrençti ki, bunun bir akıl sağlığı sorunu olduğunu düşündüm! Ayrıca gerçek zamanlı olarak ortaya çıkan hassas konuları da tartışmamız gerekiyordu. O yüzden içeriye girmeliydim.
Kapıyı kırmak için gösterdiğim gerçek çaba, ekibimin Türk korumaların agresif bir tepki vermesinden endişelenmelerine yol açtı. Ama Türk korumalar hemen bana izin verdi ve sonunda müzakere etmek için hep birlikte odada oturduk.
Ankara'daki müzakereler boyunca Kürt ortaklarımız bizimle sürekli temas halindeydi....
Anıları böyle devam ediyor, özetle açık açık darbeyi bizzat organize ettiklerini de yazarak kayıtlara geçirdiğini görüyoruz.
Bu arada Yunanistan ile ilgili anılarını yazarken bakın ne demiş;
Miçotakis ile ortak derdimiz Türkiye'nin Akdeniz'de enerji araması.
En başta anlattığım Menderes'in başına gelenlerle birleştirince Türkiye'nin nereden nereye geldiğini görüyoruz.
Kapımızı tekmeleyerek girenler aynı kişiler ama bu defa biz aynı kişiler değiliz.
Erdoğan istikrarlı bir duruş sergileyerek darbe tarihimizde ilk defa düşmanları yendi ve Suriye'de ortaklarıyla bozguna uğrattı.
Yenmeye de devam edecek!
İnci Salar
FACEBOOK YORUMLAR