ABD'de görevli Prof. Dr. Mehmet Çilingiroğlu'nun sadece bir kaç gün Tv'lere çıkıp, Türkiye'de ki Sağlık Sistemini Tüm Dünya emsallerini kıyasla övmesi, alkışlaması, Türkiye içindeki bazı Doktorları rahatsız etti, akabinde Hükümetin Sağlık Politikalarına ve Erdoğan'ın Sağlık alanındaki hizmetlerine methiye düzmesiyle başlayan bir muhalif alerji de baş gösterdi. Buna mukabil, muhalefetin baş sözcüsü Koç grubu, Koç Üniversitesinde misafir profösör olan Çilingiroğlu'nun işine son verdi.
İster kabul edin ister etmeyin Türkiye'de en büyük mafya TIP MAFYASIDIR..!
Bu mafya da Seküler, beyaz Türk Doktorların elindedir.
Batı maarif sistemle öncelikle üniversitelerde Ateist doktor yetiştirmekle işe başlarlar, ateist kumaşı olmayan öğrencilerin okul süreçlerini cehenneme çevirirler. Türkiye'nin Sağlık Genel havuz sistemi de onların elindedir. Sağlık Sektörünün rantını, pastanın en kallavi dilimlerini onlar yer, onlardan olmayanlar, havuza serçe parmağını bile sokamaz..
Akademik çalışmalara engel olurlar, makaleleri yayınlanmaz, inovasyon, buluş, labaratuar çalışma, araştırma, engellenir, destek görmez.. Onlardan değilseniz Tıp Konferanslarına adınız bile yazılmaz. İlaç sektörü erkek kardeşleri, özel medikal sektörü de kız kardeşleridir.
Malesef ki bizim Ülkemizde bir çok mecrada olduğu gibi,Sağlık Sektöründe de, Vatana Millete hizmet etmek mottosundan, cebe ve güce hizmet etmek evresine evrilmiştir.
Koah uzmanı Prof. Dr. Yalçın Karakoca'dan dinlediklerim tam da bu konuyla ilgiliydi; Hoca, iç organlardan dışarı ile teması olan sadece Akciğer organı olmasından dolayı hava kirliliği, duman gibi dış etkenlerden etkilendiğini ancak derimizi, ağız içimizi, dişlerimizi temizleyebildiğimiz gibi akciğerimizi temizleyemediğimizi söylemişti.
Bu çıkarımla üzerinde çalışarak Akciğeri bir tüp ile temizleyen Rezektör balon buluşu gerçekleştirmiş.
Patentini almış ve hastaları üzerinde Akciğer Kanseri ve koah ölüm oranlarını azaltmış.
2007 yılında Japonya'dan bu buluş ile ödül almış.
Arkasından ABD çağırmış. Tam 12 alanında en iyi üniversitelerde cihazı anlatmış, tanıtmış ve üretilmesine izin vermiş.
Şimdi dünya bu buluşu hastalık üzerinde kullanarak Akciğeri tedavi ediyor.
Peki o halde bu Doktor ülkesinde ne yapıyor?
ABD'nin bizimle çalış teklifini reddeden hoca ülkesinde Parya olmuş.
Türkiye'de bu aleti kullanan başka bir Uzman Doktor yok.
Daha da fazlası mucid Doktor linç ediliyor, Konferanslara çağırılmadığı gibi hasbel kader ismi yazılsa, ismi siliniyor.
Bunun ilk sebebi tam da yazmaya çalıştığımız vehamet; Bizim ülkemizde kahir ekseriye Doktorlar kendini Tanrı gibi görür. Hiç bir doktoru beğenmez, kendi ideolojisinden olmayan doktorları hele hiç kabul etmez, kendinden üstün yanlarını kabul etmez varsa da aşağılar, çelme takar.
Bir sebep de, ilaç mafyasına teslim olmuş Doktorlar en çok bu ülkede varolmuşlardır hep.
Bu mucid hoca diyor ki, doktorlar arasında bu cihaz kullanımını yaygınlaştırsak, ülkemiz sağlık turizminde, akciğer kanseri, koah tedavisinde hastaların yoğun rağbet ettiği ülke olur.
Ancak ego ve başarıya tahammülsüzlük bizim illet hastalığımız.
O halde Devlet sağlık sektörünü egolar arası savaşlara ve Seküler ideolojilere teslim etmeyecek ve erkleri eline alacak.
Bu ve bunun gibi buluşları destekleyecek ve tedavisinde tüm uzmanları kullanmaya mecbur kılacak.
Ülkemizde o kadar dahî beyin var ki, ancak işte bu sebeplerden beyin göçü ile arkalarından mendil sallıyoruz.
Sonra da Ülkesine dönmek için heyecan taşıyan, Tv ekranlarında Türk Halkını bilgilendirmek için çırpınan ve bu nasıl bir hezayansa İktidarı övmeyi de araya sıkıştıran(!) Prof. Mehmet Çilingiroğlu gibi dahileri Tıp mafyasının lincine maruz bırakıyoruz..!
Ne zaman Mafyaların gücünü ve sesini kıstırırsak o zaman Millet teamüllerinin sesi çıkmaya başlar.
Yine değişim için baş aktör Millettir..!
İnci Salar
FACEBOOK YORUMLAR