"Kesin bilgi yayalım!"

Bir gün bu cümleyi bir paylaşım sırasında "başlık" olarak kullanabileceğim hiç aklıma gelmemişti!rnrnBaşta "şiir" olmak üzere, yazın edebiyatında kendisini "önde" gören ve "aranan" bir isim olduğunu zannedenler, kültür, sanat ve edebiyat alanında yarına "miras" nev'inden bırakacakları bir şey olmadığı gibi, koca bir delikten ibaret olan Türkmenistan'daki "Derweze" Cehennem Kapısı'nın zebanileri olarak anılacaklardır...rnrnEş, dost ve ahbap ilişkisi ile "şairlik" ve "yazarlık" apoletlerini sürdüren ve parlatan zavallıların; “anma” adı altında düzenlenen etkinliklerdeki acınacak hallerine ortak olan ve bilgiyle mücehhez, tecrübeyle sabit, heyecanla hareket eden "danışman" kadrolarından oldukça ırakta hareket eden yerel yöneticiler ve mülki idare amirleri ne yazık ki, bu oyuna bilerek yahut bilmeyerek alet olmaktadırlar...rnrnŞu bir hakikat ki, hayatta olmuş olsalardı “Bırakın yakamızı!” derler miydi? Derlerdi inanın derlerdi…rnKimler mi?rnAklımda olanlardan;rnrnYunus Emre, Ali Şir Nevai, Fuzûli Baki, Nefi Karacaoğlan, Nabi, Nedim, Şeyh Galip, Ercişli Emrah başta olmak üzere; Mehmet Âkîf Ersoy, Abdülhak Hamit Tarhan, Tevfik Fikret, Cenap Şahabettin, Mehmet Akif Ersoy, Yahya Kemal Beyatlı, Ahmet Haşim, Faruk Nafiz Çamlıbel, Ahmet Hamdi Tanpınar, Ahmet Kutsi Tecer, Nazım Hikmet Ran, Arif Nihat Asya, Kemalettin Kamu, Necip Fazıl Kısakürek, Ahmet Muhip Dıranas, Cahit Sıtkı Tarancı, Ziya Osman Saba, Orhan Veli Kanık, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Melih Cevdet Anday, Behçet Necatigil, Atilla İlhan, Ümit Yaşar Oğuzcan, Turgut Uyar, Ahmet Arif,Edip Cansever, Niyazi Gençosmanoğlu, Cemal Süreyya, Ece Ayhan, Gülten Akın, Abdürrahim Karakaoç, Erdem Bayazıt, Cahit Zarifoğlu, Mehmet Akif İnan ve Alaeddin Özdenören ile daha niceleri…rnrnÖmer Faruk Arlı/Ülke Postası