rnrnHer ölümlü gibi sen de öleceksin HOLLANDA!rnrnVe soracaklar; “Nasıl bilirdiniz?”rnCevabı biz değil, Bosnalı şehitlerimiz ile onların yakınları verecek…rnrnArtık inanıyorum, Türkiye büyüyor, gelişiyor ve göz dolduruyor!rnBunun ilk örneği 9 Mart tarihinde Lahey’de yaşandı. Bosna Hersek’in Sırbistan'a karşı soykırım davasının revize edilmesi için Uluslararası Adalet Divanı’na yaptığı başvuru reddedildi.rnrnHatırlanacağı üzere; İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana Avrupa tarihinin en büyük katliamı 11 Temmuz 1995'te Srebrenitsa'da gerçekleşti.rnrnİmkânı olan her Türkün, her Müslümanın hatta her “insanın” gidip görmesi gereken bir yerdir Bosna-Hersek. Yaklaşık 4 yıl önce Ajanda Yayınlar Grubu olarak gidip görme imkânımız oldu. Şehitliğin girişinde yer alan büyük mermer taşın üstündeki 8.372 sayısı dikkatinizi çeker.rnrnBu sayı, “Srebrenitsa Katliamı” sırasında (soykırımı desek daha doğru olur) General Ratko Mladiç komutasındaki ağır silahlarla donatılmış Sırp ordusu tarafından şehit edilen masum Bosnalı kardeşlerimizi temsil eder.rnrnBelgelerle kanıtlanan katliamın, 1992 yılında Sırpların Bosna'da başlattıkları soykırımın ardından, bölgeye “zoraki” olarak müdahale eden Birleşmiş Milletlerin güvenli bölge ilan ettiği Srebrenitsa’da Hollandalı ‘Barış Gücü’ (!) askerlerinin gözetiminde gerçekleşmesi düşündürücüdür.rnrnSavaştan önce nüfusu 24 bin olan ve aldığı göçle 60 bine ulaşan şehir, bir yandan açlıkla, diğer yandan salgın hastalıklarla mücadele ederken adeta bir 'Toplama Kampı’na dönüşmüştür. Srebnenitsalı Müslümanların elindeki silahlar, BM Barış Gücü tarafından koruma gerekçesiyle toplandığı haberini alan Ratko Mladiç komutasındaki Sırplar, Srebrenitsa'ya saldırmaları üzerine Müslümanlar, toplanan silahlarını geri istemiş ancak sorumlu Hollandalı komutan Thom Karremans bu talebi reddetmekle yetinmemiş, kendisine sığınan 25 bin silahsız insanı ve şehri Sırplara teslim etmişti.rnrn5 gün sürecek katliamda öldürülenlerin cesetleri, kimlikleri tespit edilmesin diye yakılıp parçalanacak ve sayıları 64'ü bulan toplu mezarlara gömülecekti. Gerçeğin er geç ortaya çıkma gibi bir huyundan olacak ki; katliamdan sonra elde edilen bir videoda; Sırp generalin kenti boşaltan Hollandalı komutana bir hediye (içki şişesi) verirken ve kadeh tokuştururken çekilmiş görüntülerine rastlanacaktı.rnrnKatliamdan yaklaşık 13 yıl sonra yakalanan Sırp komutan Ratko Mladiç ve Radovan Karadzic yargılandıkları Lahey Uluslararası Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 8 bin Müslüman Bosnalının öldürüldüğü Srebrenitsa'da soykırım yapmaktan suçlu bulunmuşlardır.rnrnTarihin en acımasız katliamına göz yuman Hollanda kalkmış demokrasinin beşiği (!) olduğunu iddia ettiği Avrupa’nın göbeğinde Türkiye Dışişleri Bakanını taşıyan uçağa iniş izni vermiyor, konsolosluklara giriş çıkışı engelliyor. Tıpkı kendisinden birkaç gün önce Avrupalı Türk Demokratlar Birliği'nin 2 Mart 2017 tarihinde Gaggenau kentinde düzenlediği toplantıya katılacak olan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın referandum etkinliğinin oto park yetersizliği nedeniyle iptal eden Almanya gibi…rnrnAlmanya bununla da yetinmemiş ve Bozdağ’ın ardından önce Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi'nin 5 Mart Pazar günü Köln'de katılacağı benzer etkinliğin salon izni alınmadığı için yapılamayacağını, son olarak Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun konuşma yapması için ayarlanan ikinci salonu da iptal ettiğini açıklamıştı.rnKim ne derse desin biz büyüyoruzrnrnNerden mi anlıyoruz?rnHaçlı ordularının önlem alışından…rnrnTüm bu olup bitenler, tam da İstiklal Marşımızın kabul edildiği güne denk geldi. Bu gün olduğu gibi, o gün etrafımızı saran Haçlı ordularınca işgale uğrayan yurdumuzu düşmana karşı savunacak; Anadolu'da tutuşan milli mücadele aşkını ve heyecanı koruyacak; vatan sevgisini ve inancı diri tutacak bir marştır ve “Korkma!” diye başlar…rnrn Ömer Faruk Arlı/Kültür Ajanda Dergisi Sayı:17
FACEBOOK YORUMLAR