Başarıyı Yeniden Tanımlamak
Toplumda başarı denildiğinde çoğu insanın aklına yüksek maaşlı bir iş, lüks bir yaşam veya statü sembolleri gelir. Oysa başarı, yalnızca bireysel kazanımlarla ölçülmemeli. Gerçek başarı, bireyin içinde yaşadığı topluma kattığı değerle, başkalarının hayatına dokunabilmesiyle anlam kazanır.
Ancak günümüzde başarı ölçütleri sıklıkla maddi kazanımlarla sınırlanıyor. Bir kişi ne kadar çok para kazanıyorsa, ne kadar yüksek bir pozisyonda çalışıyorsa o kadar başarılı kabul ediliyor. Peki ya başkalarına hiçbir faydası dokunmayan, sadece kendi çıkarlarını düşünen biri gerçekten başarılı mıdır? Ya da bir öğretmen, bir doktor, bir gönüllü, sayısız insanın hayatına dokunuyorken, sadece maaşı düşük diye başarısız mı sayılmalıdır?
Gerçek başarı, bireyin başkalarının hayatına yaptığı olumlu etkiyle ölçülmelidir. Bir toplumu ileriye taşıyan şey sadece zengin iş insanları ya da ünlü isimler değildir; öğretmenler, bilim insanları, sanatçılar, gönüllüler, sağlık çalışanları gibi insanlara dokunan, onları geliştiren bireylerdir. Bir kişinin kariyerinde zirveye ulaşması kadar, toplumuna nasıl katkı sağladığı da değerlendirilmelidir.
Başarıyı yanlış ölçmeye devam ettikçe, gençlerin ve bireylerin sadece maddi hedeflere odaklanmasına sebep oluyoruz. Oysa insana asıl tatmini veren şey, yaptığı işin bir anlam taşımasıdır. Bu yüzden başarıyı ölçerken sadece bireysel kazanımlara değil, topluma katkıya da bakmalıyız. Belki o zaman gerçekten başarılı bir toplum inşa edebiliriz.
Rafet Ulutürk
FACEBOOK YORUMLAR