rn"Erdoğan ve Gül Karşı Karşıya" tablosuna AK Parti tabanı ihtimal vermiyor. Türk siyasi hayatı açısından da "şaşırtıcı final" görülüyor. Oysa mesele "isim"ler değil; mesele Türkiye'de küresel güçler ve millilik çatışmasında iç aktörlerin tercihleridir.rnGül'ün 17 Aralık'tan bu yana kolladığı pozisyon şudur: "Türkiye Başkanlığa uygun değil; Fakat Erdoğan hırsı bu maceraya girmemize neden olmuştur; Parlamenter sistem ve Batı güçleri ile uzlaşmak Türkiye'nin ana eksenidir. Erdoğan bu ekseni kaydırarak büyük maceralara yelken açmıştır. Geri dönüş için geç değil!... Bunun için tüm partilerin, güçlü STK ve medyanın daveti olursa elini taşın altına koyarak eksen kaymasını düzeltmeye hazırdır. Batı dünyası buna destek verecektir.".rnSoru şudur bugün için: Gülün bu hayaline Türkiye hazır mı? Bence değil!.... Çünkü milli mutabakat istiyor Gül!... Peki Saadet partisinin teklifine kabul der mi? Kaybetse bile seçimi; siyasete devam eder mi? Bir şartla: Saadet Partisinin başına geçmek!... CHP'nin ise tek derdi var: Daha önce HDP-Demirtaş'a biçilen rol gibi; AK Partiye oy kaybettirmek. Değilse CHP Gül adını bile duyduğunda en az Erdoğan kadar nefret eder. Ama "Parlamenter sisteme dönüş." garantisi üzerinden kerhen ister. Gül mü? Başkan olsun; Parlamenter sisteme dönmek için kılını kıpırdatmaz. Batı da eski sistemi talep etmez; Gül ile Gül gibi geçinirler.
FACEBOOK YORUMLAR