ATTIĞINIZ OYUN VEBALİ BOYNUNUZA..!

seçim dönemleri, vatandaşın oy vereceği Parti ile masada yaptığı müzakere süreçleri dir..vatandaş bu dönemde,  bir önceki dönemde oy verdiği partiden hesap sorar.. eksiklerini söyler.. beklentilerini arzeder.. oy verilen ve yine vatandaştan  oy beklentisi olan  Parti ise, kendisine yöneltilen  bu suçlamaların ve eksiklerin neden kaynaklandığını vatandaşına arz eder.. Eğer ki vatandaş ikna olursa bir sonraki dönemde de aynı partiyi desteklemeye devam eder.. veyahut yeni çıkış Yolları Arar.. sürecin işleme şekli bu şekildedir... devletin hep daha iyiye gitmesini isteyen vatandaş, (saçma sapan olmamak kaydı ile) desteklediği partiye bir takım eleştiriler yöneltir..Parti yönetiminin eksiklerini dile getirir.. olması gerekenler yönünde fikrini beyan eder... ideoloji uğruna körü körüne bir partiye verilen destek, o partiyi veya o devleti daha iyi yapmaz.. Tam aksine üretim ve kazanma isteğini törpüler.. partinin kazanma  ve kendini yenileme dürtülerini yok eder... o zaman da tıpkı İsmet İnönü zamanında olduğu gibi, açık oy gizli sayım yöntemi devreye girer ki, Bu da beraberinde Demokrasiyi değil.. diktatörlüğü getirir.. vatandaşın istediği tarzda adayların yerini, Parti yönetimleri tarafından gelişi güzel belirlenmiş... eş dost takdimleri ile belirlenmiş adaylar alır... devamında ise, vatandaş hizmetin değil hezimetin sonuçlarını Yaşar... son günlerde dikkatimi çekiyor Bu bilinçle hareket eden vatandaşlar, gerek devletin para ile yazdırılan kalemleri tarafından... gerekse partilere körü körüne bilinçsizce oy veren.. vatandaşlık bilinci olmayan.. verdiği oyun ne anlama geldiğini bilmeyen insanlar tarafından linç ediliyor.. tamamen halisane duygularla Devleti'ni destekleyen.. fakat Devleti'ni desteklerkende, devletin kendisini yenilemesini bekleyen vatandaşın seçme, seçilme ve eleştirme hakkı gasp ediliyor... yine tekraren söylüyorum... seçim dönemleri bir sonraki seçime kadar yapılacak olan hizmetlerin ve vaatlerin vatandaşa takdim edilme.. vatandaşın da bir önceki seçim dönemindeki yanlışları Devleti'ne bildirme sürecidir... yani vatandaş ile devlet arasındaki , müzakere sürecidir...oy ise Bu anlaşmanın altına atılan imzadır..." Ben, bu dönemde  oy verdiğim Partinin, bir sonraki seçime kadar yaptığı bütün yanlış ve doğru icraatlerinin arkasındayım... vebalide günahı da boynumadır"ın teorideki adıdır oy...Bu nedenle vatandaş olarak, ya  müzakere sürecinde konuşursun.. devletin doğrularını, yanlışlarını, eksiklerini, kusurlarını, veyahut yaptığı güzel hizmetlerin bilgilendirilmesini yaparsın...yada ebediyen bir sonraki seçime kadar susarsın.. Çünkü attığın oy senin şahsi imzandır... bağlayıcıdır.. attığın oy namusundur... iki seçim arası süreçte, oy verdiğin Parti'nin yaptığı bütün yanlışlar... yi veya kötü attığı bütün adımlar, senin sevap veya günah hanene kaydedilir.. Yani anlayacağınız... attığınız oy ya Sevabınızdır...yada günahınızdır... Bu sebeple oy verdiğiniz Parti'yi eleştirme hakkına..yerme hakkına da sahipsiniz.. övme hakkına da sahipsiniz.. kimsenin sizi susturma gibi bir hakkı yok... Nitekim sizin bölgenizde yaşanan bütün parti ve teşkilat içi  olumsuzluklardan.. veyahut atılan güzel adımlardan 1200 kilometre ötedeki insanın haberdar olma gibi bir şansı yok.. şehrinizde ve ilçenizde Yaşanan her şeyden haberdar olan devletten ve arge. şirketlerinden önce önce Sizsiniz... Dolayısıyla en güzel eleştiriyi.. veyahut en güzel tastiği siz getirirsiniz.. bunun için Kripto ilan ediliyorsanız, Bu sizin hatanız değil... karşınızdakinin vatandaş olarak, haklarınız hakkındaki bilinçsizliğinden kaynaklanıyor... Yani o kadar da kafanıza takmayınız...Siz gerekeni  ve doğru olanı yapıyorsunuz... eleştiri dozunda ve gerekli yerde yapıldığında sonuçları verimi artırır... gereksiz yere yapılan eleştiriler ise vebaldir günahtır... diyeceklerim bu kadar...rnrnŞenay Tek