VEEEE.. KALEM KIRILDI…rnrn95 yıllık ihanet masaya yatırılıyor. BAŞKOMUTANIMIZ Lozan ihanetinin belgeleriyle açıklanacağını açıkladı.rnrnAsında bana göre uzuuun uzun belgelere dahi gerek yok, Lozan anlaşmasının sadece 128. Maddesine bakarak bile Lozan’ın nasıl bir ihanet olduğunu anlamak mümkün.rnrnpekii..ne diyor 128. madde..rnrn rnrn“Türk hükümeti, Britanya İmparatorluğu, Fransa ve İtalya hükümetlerine (düşmanlarımıza) (…) abideleri muhtevi olan arsaları ayrı ayrı ebediyyen terk etmeyi taahhüt eder.”rn(Çanakkale’ye gidenler bilir, bilmeyenler için belirtmekte fayda görüyorum. Çanakkale’nin bir çok yerinde oraya gelip savaşmış ülkelerin askerlerinin anısı bahane edilerek çok büyük araziler üzerine abideler ve anıtlar dikilmiştir. O anıtların bulunduğu arsaların, üzerinde anıtı bulunan ülkelere tahsis edildiğinden bahseder 128. madde....)rn rnrnŞimdi size soruyorum, bu ihanet değil de nedir şimdi, bu nasıl bir maddedir yahu. Eğer ki Lozan hezimet değilde zaferse bu madde neyin nesi. Ne demek bu toprakları ebediyyen, yani sonsuza kadar, İngiliz’e, şuna buna vermek?rn rnrnBu maddenin nasıl bir ihanet olduğunu anlamak isteyenler için RUMELİ HİSARININ YAPILIŞ HİKAYESI tam bir ibretlik vakadır...rnrnRumeli hisarının kapladığı alan, yani inşaa edildiği arsa sadece bir öküz derisi kadardır. nasıl olur diyeceksiniz. hemen bahsedeyim..rnrnRumelihisarı’nın bulunduğu tepede eskiden bir manastır vardı. Manastırın Başkeşiş’i gizlice Müslüman olmuştu. O zamanki Osmanlı Padişahı ikinci Murat ölüp de yerine oğlu, Sultan Mehmet geçince, bu Baskeşiş Edirne’de bulunan Fatihe bir mektup yazdı. Ona “İstanbul’u fethedecek ulu emîr sensin” müjdesini verdi. Fatih Sultan Mehmet bu mektubu alınca çok memnun oldu, av avlamak bahanesiyle Karadeniz kıyısındaki Terkos civarına kadar geldi. Terkos kalesinden geçip Bizans imparatoruna hediyeler verdi. Bu arada da avladığı avlardan seçip Bizans İmparatoruna hediyeler yolladı, bu suretle onlara dostluğunu göstermek istedi. Fatih’in asıl gayesi ise başka idi. O, Başkeşiş Fatih sultan Mehmed’e gönderdiği mektubunda:rnrn“Akdeniz Boğazında iki kale, İstanbul Boğazında da bir kale yaptırıp Bizans’ın zahire yollarını kesersiniz. Bizans’ta kıtlık olacaktır. O zaman da İstanbul’u şereflendirirsiniz” demişti... Aklına bunları koyan Fatih, hediyeler gönderirken imparatorun, şimdiki Rumelihisarı’nda bir av kulesi ile bir çiftlik yapması için kendisine müsaade edip etmeyeceğini sordurdu. Bizans imparatoru izin verdi. Gelen elçi şöyle konuştu:rnrn-”İmparator hazretleri yaptıracağınız av kulesinin bir öküz derisi kadar yer tutmasını şart koştu ve buyurdu ki, Eğer deriden fazla yer tutarsa iş o zaman barışa aykırı düşecektir.”rnrnFatih Sultan Mehmet, Bizans elçisinin önünde bir öküz derisi kadar yere bir kule yaptırmaya başladı. Fakat, Fatih bir taraftan Müslüman olmuş o keşişle temasa devam ediyordu. İşte o keşiş, padişaha öküz derisini ince ince sırımlar halinde keserek birbirlerine eklenmesini ve bu suretle meydana gelecek şeridin çevirebileceği kadar sahaya Rumelihisarı’nın kurulmasını söyledi. Bu fikri Fatih çok beğendi. Öküz derisini çok ince bir bıçakta dilim, dilim kestirdi. Sırımları birbirlerine ekletti. Çevirdiği kadar yere, o yalçın kayaların üzerine, Edirne’den ustalar getirtip, Rumelihisarı’nı yaptırdı.rnHisar, altı ayda tamamlandı. Ormanlık olan çevresi açılınca Rumelihisarı bütün ihtişamıyla ortaya çıktı. Hem içine askerlerle top, tüfek de yerleştirilmişti. Bizans imparatoru bunu haber alınca, «Bu hal barışa aykırıdır» diye Fatih’e elçi gönderdirnrnFatih dilim dilim kesilmiş öküz derisini imparatora gönderdi ve elçiye:rnrn— İmparatora söyleyiniz, esirgemediği müsaade üzerine bir öküz derisinin tuttuğu kadar yere hisarı bina ettik, fazlası varsa yıkalım dedi.rnrnFakat artık padişahla imparatorun arası açılmış ve İstanbul savaşı da bu hadise ile başlamıştı...Bilmem anlatabildim mi. yani o kadarcık arsadan ne olur demeyin. Her ne kadar Lozan anlaşmasına göre o topraklar üzerinde bekci’nin silahı dışında silah bulundurmaları yasak olsa da Düşmanlarımız o işi de kitabına uydurur. Füze kalkanını namlusu Anadolu’ya bakacak şekilde oturturlar. Ona da bekçinin can güvenliği için kullandığı silahı derler, yani diyeceğim oki.rno kadarcık arsanın üzerinde nukleer bomba denemesi bile yaparlar. bitkilerin bakimi için haşereleri ilaçladık derler. nasılsa bizim içimizde onların bu sözlerini tastik edecek çok fazla sayıda vatan haini mevcut..rnrnİşin özeti..rnrnHerkesin aklına LOZAN deyince ne geliyor bilmiyorum ama. benim aklıma meclisin orta yerinde;rnrn“Mehmetçiğin süngüsü ile kazanılan muazzam zafer, Lozan’da heba edilmiştir." diye haykıran ve o gece topal osman ve arkadaşları tarafından evinden dokuz tane misafirinin içinden alınıp boğularak öldürülüp bir kaç gün sonrada "SESİNİ ÇIKARANIN SONU BÖYLE OLUR" bâbında ibreti alem için meclisin kapısına asılan Birinci Meclisin Trabzon Milletvekili ALİ ŞÜKRÜ BEY geliyor...rnrnEvet…rnrnLOZAN BİR ZAFERDIR, LAKİN O ZAFER BİZİM DEĞİL, İNGİLİZLERİN ZAFERİDİR, Ve o ihanete ERDOĞANIN KOMUTASINDA, son noktayı koyacak olan, o kutlu nesil biz olacağız inşallah…rnrnNOKTAAA..rnrn
FACEBOOK YORUMLAR