Bundan tam 150-200 sene önce devletimizin içine sızmış masonik yapıda bir çete var. Bu çete PKK dan ileri, FETÖ'den ileri, CHP'den ileri bir yapı. Bu yapı, yeni kurulacak olan siyasi partilerden ileri, Halkımızı belli amaçlar uğrunda, istedikleri yöne yönlendirmede kullandıkları medya kuruluşlarından ileri. Ekonomi dünyamızdan ve iş adamlarımızdan ileri, Siyasetten Ve siyasetçilerimizden ileri bir yapı. rnBu yapıda kendi içerisinde katmanlara ayrılıyor. Piramitin tepesinden uç kısımlarına doğru inen bir yapıyı düşünün. Biz bu yapının üst derece elemanlarını hiçbir zaman görmeyiz. Onlar, gözden ırak yerlerde Ormanların dağların tepelerin arasına inşaa edilmiş şato tarzı evlerde villalarda denize nazır yalılarda yaşarlar.rnHer bir kademe bi altındaki yapıyı yönetir.rnEmirler, piramitin tepesinden aşşağıya doğru iletilir, Siyasiler, Cemaat liderleri, Ucuz şirket sahipleri, Terör örgütü mensupları ve halk bu piramitin en alt katmanlarında yer alıyor. Dolayısıyla biz bu örgütün sadece bu katmanlarındaki yüzlere aşinayız. Onları tanıyor onları görüyor ve onlarla savaştığımızı zannediyoruz. Dolayısıyla hain vetahut maşa denildiği vakit, gözümüzün önüne gelenler, en alt tabakadaki tanıdık simalar oluyor...rnOysaki... bu katmanlarda yer alan ve gözümüzün aşina olduğu insanlar, bu yapının içindeki en masum olanlar. Bu yapıya mensup olan insanların kimisi, maddi zaafları. Makam sevdaları ağır bastığı için bu yapıya kendi istek ve arzuları ile eklenti olurken. kimileride geçmiş yaşantısında maddi, manevi, hukuki, ticari ve ahlaki açıdan bir açığı bulunmak kaydıyla zorla ve tehtidle bu yapıya eklenmek zorunda kalıyor.rnBu yapı öyle ahlaksız ve acımasız bir yapıki, insanların yatak odalarına, tuvaletlerine, banyolarına yerleştirdikleri kameralar sayesinde, elde ettikleri görüntüleri Hukuk sistemine yerleştirdikleri maşaları sayesinde elde ettikleri dava dosyalarını Gayri ahlaki ilişki görüntülerini Ailelerine ait hukuki, ticari veya ahlaki zaaflarına ait delilleri kirli ticari bağlantıları, örgütsel bağlantıları, kirli siyasi bağlantıları kullanarak, tüm insanları kullanmak kaydıyla hedeflerine ulaşmayı amaçlıyor.rnİşin traji komik tarafı, bir şekilde bu masonik yapıya bağlanan insanlar, aslında dünyayı her anlamda yöneten bir başka yapı tarafından kullanıldığının farkında değiller. Yani olay sadece piramitle bitmiyor. Asıl pastayı piramitin en tepesindeki Ve piramitsel yapıyı kullanarak, Dünya'yı her anlamda hakimiyeti altına alan siyonist yahudiler yiyor...rnBir şekilde bu piramitin katmanlarında yer alan insanlar ise sadece bala soktukları parmaklarını yalıyorlar. Hiçbir zaman işsiz, aşsız veya aşksız kalmıyorlar. Aileleri veya kendileri hiç bir zorlukla karşılaşmadan hayatlarını idame ettiriyorlar her daim işleri, aşları, okulları hazır. Aileden bir kişi bu yapıya bulaştığı zaman, istemeden de olsa Diğerleri de bu yapıya hizmet etmek zorunda kalıyor. Ama hiçbir vakitte bu yapıdan kopamıyorlar. Kazandıkları malı mülkü, hep bu yapının denetiminde harcıyorlar. İhtiyaçları kadarını alıp artanını bu yapıya aktarıyorlar. Bu yapıya aktarılan bütün paralar siyonist Yahudilerin para havuzunda birikiyor ve yine bu havuzda biriken maddi varlıklar sayesinde başka başka insanlar bu yapının içine çekilmeye çalışılıyor. Çark böyle dönüyor... rnAyrılmaya kalktıklarında ise, tüm hayatları alt üst ediliyor. Toplumsal lince maruz bırakılıyorlar. Kendilerinin veyahut ailelerinin canları ile tehtid ediliyorlar. Bu yapıya ilk katıldıklarında insanlar, karşılaştıkları güç sayesinde, şaşkına dönüyorlar. Bu önü alınmaz güç onların başını döndürüyor. Lüx evler. lüx arabalar. makamlar. mevkiler. lüx okullar. Elit çevre ve popüleritenin verdiği haz..rnGüçten aldıkları güven duygusu, bu insanların başını döndürüyor..rnKime ve neye hizmet ettiklerini, Ülkelerine, milletlerine, milliyetlerine ve dahi kendi kişiliklerine ihanet ettiklerini bilmeden, deliler gibi bu güce biat ediyorlar. İşin dahada vahim boyutu. Bir çok insan hayatları boyunca bu güce hizmet ettikleri halde, ölene kadar kime hizmet ettiklerini dahi bilmiyorlar. Çünkü bu yapıya ya bir sevdikleri. ya bir akrabaları. Ya en güvendikleri arkadaşları. Ya bir iş bağlantısı. ya da dini bir cemaat vesilesiyle bulaştıkları için hiçbir şekilde ne kendilerinden ne de bağlı bulundukları kurumdan şüphe etmiyorlar... Kimileri ilerleyen dönemde yaptıkları hatanın ve kime hizmet ettiğinin farkına varıyor, pişman oluyor ilerleyen dönemde, yaşadıkları bu güç zehirlenmesi bu insanların midesini bulandırıyor. Ama bu yapıyla bağını koparmaya kalktığında,hem ailesinin hemde kendisinin başına gelecekleri bildiği için mecburen susuyor Ve kendilerine verilen görevleri yerine getiriyor.rnAslında benim bu anlattıklarımı bu ülkede hemen hemen birçok insan biliyor. Fakat ben bunları tekrardan yazma ihtiyacı hissettim. çünkü bugün ülkemizde siyasi ticari hukuki ve ahlaki yapıdan kaynaklı Yaşanan her olumsuz gelişmenin altında bu piramit işçilerinin parmağı var. Bu işin en tehlikeli boyutu ise, bundan 100 yıl önce ve şu anda Siyasette yaşanan boyutudur. bundan 100 yıl önce siyasi ve dini açıdan ne yaşanıyorsa, Aynen tekerrür ediyor. ülkemiz bu piramitin başındaki insanlar tarafından Tam 100 yıl önce olduğu gibi siyasi bir parçalanmanın içine sürüklendiriliyor. şunu kesinlikle bilmenizi istiyorum ki, bir ülkenin parlamentosunda onlarca Parti kurulmaya çalışılıyorsa o ülke bölünmeye çalışılıyor demektir ne dediğimi Anlamak İsteyenler Osmanlı'nın son döneminde başımıza Musallat edilen çok parçalı siyasi yapılara. kapitülasyonlara. azınlıklara hunharca dağıtılan özlük haklarına. bölünmüş ve parçalanmış dini yapılara baksınlar ne demek istediğimi daha iyi anlayacaklar... rnŞu anda ülkemizde Merkez sağ, cemaatlerin içine sızan kamu kurum ve kuruluşlarının içine sızan, hukuk sistemimizin en kılcal damarlarına kadar Sızan bu Yapının kripto duvar işçileri tarafından, Bilerek ya da farkında olmadan parçalanmaya çalışılırken. Diğer taraftan kapitalist sol Merkez Tıpkı 1900'lü yılların başında olduğu gibi güçlendirilmeye çalışılıyor. yine üzerine bastıra bastıra söylüyorum. bu Yapı, en kolay dini, ticari ve eğitim alanındaki, hukuki açıdan legal yapılanmalar sayesinde devletimize ve içimize Kadar sızabiliyor En çokta gelecek kaygısı içinde olan Gençler bu tuzağa düşürülmeye çalışılıyor Gençler daha iyi makamlara gelebilmek daha kolay kazanıp daha fazla harcayabilmek için hem çalışma arkadaşlarını, hemde farkına varmadan devletlerini çok kolay harcayabiliyorlar, işin en vahim boyutu da bu noktada başlıyor... rnHatırlarsanız, bu Yapı bundan 100 yıl önce Osmanlı Devleti'ni yıkmak için dini tebaayı kullanmış. önce toplum içerisinde birtakım ahlaksızlıkları milletin gözünün içine soka soka yaptırıp. Sonrasında ise bugünkü haliyle muhafazakar sağı oluşturan halkı " DİN ELDEN GİDİYOR" nidalarıyla saraya yürütmüştü. rnBen buradan tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına sesleniyorum... rnHerhangi bir şekilde bu yapıya bulaştığınızı hissediyorsanız, sizin ve ailenizin başına bir şey geleceğinden korktuğunuz için, geleceğinizden den endişe duyduğunuz için, maddi açıdan yıpratılacağınızı düşündüğünüz için bu yapıdan kopamıyorsanız ve onlara hizmet etmek zorunda kalıyorsanız. 80 milyonun ve tüm dünyada Müslümanların hamiliğine soyunan Türkiye Cumhuriyeti'nin gelip kendilerini kurtarmasını bekleyen yeryüzündeki tüm müslümanların kul haklarını omuzlarınıza alıyorsunuz. Tam da bu noktada Allahu Teala'nın "bana hangi günahla gelirseniz gelin umulur ki affederim fakat huzuruma kul hakkı ile gelmeyiniz, Çünkü bu hak kuluma aittir bu günahı affedemem" uyarısını hatırlatmak isterim...rnVe birde;rnDevletin bekası için bir günde 20 tane bebek yaştaki veliahtın idamlarını hatırlatmak isterim. Eğer ki devletin içindeyseniz ve en üst kademelerinde görevli iseniz. kendinizin ve ailenizin başına bir şey geleceğinden korktuğunuz için, ailenizin dağılacağından korktuğunuz için, aileniz veya toplum tarafından linçe uğrayacağınızı düşündüğünüz için, devletinize zerre-i miskal zarar veriyorsanız. Bu, bir günde katledilen 20 veliahtın kanında boğulacağınızıda bilmenizi isterim. rnYa kendinizi yakın, ya ailenizi yakın ama sakın ha sakın ümmetin tek umudu ve tek kalesi kalan ''TÜRKİYE CUMHURİYETİNE ZARAR VERMEYİN''... rnBunun vebalini Ne siz. Ne aileniz. nede yedi ceddiniz ödeyemez. Hayatınız boyunca kendinizi Hayır işlerine de adasanız, bu vebalden kurtulamazsınız. Unutmayınki, dedenin yediği haram ceviz, yedi göbek sonraki torununun midesindedir. Siz bu yapıya bağlı kalarak ailenizin geleceğini garanti altına aldığınızı zannedersiniz, fakat hem kendinizi, Hem bu ümmeti, hem de ailenizi zelil edersiniz.rnDünyalık çıkar için bu işlere bulaşmak hata. Hatasını farkedip hatadan dönmek ise erdemdir. Bu ülkedeki herkesi, erdemli ve başı dik yaşamaya hiç bir yapıya veya insana baş eğmeden gerekirse fakir kalıp, ama gururlu yaşamaya davet ediyorum. rnRızkı veren hüdadır... rnKula minnet eylemeyin..rnŞimdilik diyeceklerim bu kadar..rn(PAYLAŞ..İFŞA OLSUNLAR)rnŞenay Tek
FACEBOOK YORUMLAR