"HAHAMLAR PAPAZLAR "
Allahın bahşettiği cennet yerine,din adamlarının,din adına ortaya
cennete kavuşmak için dini yaşamın getirisi olan anlayışın içinde kalan
Türk islam dünyası
Nisâ Suresi 136. Ayetinde
Ey iman sahibi olduğunu iddia edenler! İman ediniz.
Bu ayette "nasıl iman edilmesi gerekiyorsa öyle iman edin" diye buyrulmaktadır.
Tevbe suresi 31.ayetinde
(Yahudiler) Allah’ı bırakıp, (aşırı yücelttikleri din adamları olan) hahamlarını;(Hıristiyanlar da aynı şekilde kendi) rahiplerini ve Meryem oğlu Mesih’i rab edindiler.
Oysa, bunlar da ancak, bir olan Allah’a ibadet etmekle emrolunmuşlardır.
O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O, onların ortak koştukları her şeyden uzaktır yücedir,münezzehtir.
Semavi dinlerin ilki olan Yahudilik, M.Ö.PAGAN İnancında olan Roma İmparatorlugunda Romanın devlet
idaresinde bulunan yapı olan KONSİL denılen,bir zamanlardada ülkemizde Senatör diye atlandırılan, Üst Yönetici,üst yetkili merci yapısının içinde,toplumun ekabir takımınından,zenginlerinden,kitlelerin üzerinde söz sahibi olan,kanaat önderide diyebılecegımız şahsıyetleri,
İMPRATORLAR,kendilerine kayıtsız şartsız itaat edenlerini kabul ederek bir KONSÜL bir MECLİS içerisine alarak,onlarla toplumu idare ederek ülkelerini yönetmekteydi.
İdare eden veya idareciler böyle bir yapı icerisinde olmakdıkca kesinlikle toplumu idare edemezler.
Sorunsuz bir şekilde toplumları idare edebilmenin yolu,bu sistemle saglanmaktadır.Her nekadar bazı sorunlar olsada
bunları yine bu kişilerin toplum üzerindeki etkilerinın getirisi hakımiyetiyle,ve toplumunda bunlardan beklentileri matematiği içerisinde yinede toplumlar idare olur.
İşte bu yapılanmanın başarılı ve daim olabılmesi için ADALET temel ölcüdür.Adına ADALET dediğimiz yapınında
nasıl bir sistem oldugunu herkesin kendi nefis ve hevalarına göre anlatacaktır ki buda ortak ve adıl olan bir sistem olmayacaktır.
Allahı İLAH olarak gören,Allaha iman ettiğini söyleyen her birey,Kuranda Allahın ADALETİNİN nasıl olacagını acıkladıgı ayetlerede otomatik olarak kabul etmiş oldugundan ALLAHIN ADALETİNE muracat esastır.
"Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder; çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar.
O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor." (Nahl Suresi, 90. Ayet)
Allahın adaleti ise Kuranın emir ve yasakları dediğimiz ayetlerle,kitabımızda apacık belirtilmiştir. Toplumsal yaşamın getirisi olan sosyal huzur mekanızmasının nasıl saglanacagını bizlere göstermektedir.
İslam nasıl bır hayat nızamının sosyal adaleti,huzuru,saglayacagı bizlere Kuran olarak anlatmış ve gönderilmiştir. İslamın sosyal ruhunu izah edenler daha evvel insanlıga gönderilen peygamber vasıtası ile teblig edilen dinlerin zaman içerisinde ögreticisi olan adına DİN ADAMI ,VEYA ŞEYH ,ŞIH, Gibi anlamlar ile ifade ettıgımız kişilerin toplumu nerelere sürükleyebılecegini Yine Kuranın ifade ettigi
Tevbe suresi 31.ayetinde bizlere ikazda bulunmaktadır.
(Yahudiler) Allah’ı bırakıp, (aşırı yücelttikleri din adamları olan) hahamlarını;(Hıristiyanlar da aynı şekilde kendi) rahiplerini ve Meryem oğlu Mesih’i rab edindiler.Oysa, bunlar da ancak, bir olan Allah’a ibadet etmekle emrolunmuşlardır.
İşte bu konulara dikkat cekilmesini,uyanık davranmamızı,bizlerin Allah ile altatılmamız için bizlere, izah eden KURAN'ın Hükümlerinin,
emir ve yasaklarının kalplere naksedilmesi yerine, insanların dindarlıgının üzerinden,dindarlıgın getirisi olarak KENDİ menfatlerine döndürüldüğünün alemetleri olarak kim kimlerin üzerinde etkinse,kendilerine tabi olan insanlara aşıladıkları ilk akait gibi, olmazsa olmaz şartı,en dogru hakıkı biat ehli olmayan bizim yolumuz,bu yolun başındakide en buyuk lider syhimiz şıhımız,dışında kalanlar murdet,harıcı,islama düşman,sunnete düşman,gibi geleneklerin oluşturdugu ve bu gelenekleri koruyarak kendi cıkarlarınında otomatık olarak korunacagının bilincinde hareketle bu yolların başındakilerin her sözü DİNİN KESİN EMRİ gibi kabul edenlerinde bulunmasıyla,kendilerinin DİNSEL SALTANATLARINDA,Dinsel Holdinglerinin başında,kendilerine tabi olanlara ya sabır,zikirleri ile sistemelerini koruyarak,kendilerine inananların sırtından kurdukları KRALLIKLARINDA,Yahudinin Cennet anlayısı Olan DÜNYA CENNETİNİ yaşamaktalar.
Yahudiler Musa (a.s) dan sonra gecen süre içerisinde Dini İnançlarını kendilerine ögretenler dediğimiz
HAHAMLARIN DİN ADINA ortaya koydukları anlayısla berber,cogalan Yahudi toplulugunun Dini sorunlarına cözüm olsun diyerek Roma İmparotoru HAHAMLAR İÇEERİSNDEN BİR kesimi Roma Konsulune almıştı.Bu şekilde hem dini, hemde mevcut idari mekanızmanın içerisinden aldıkları yetkiler ile Temsil ettikleri kitlelerin üzerinde hem manevi,hemde yasal otorıte sahibi olarak yaşamaktaydılar.
Bu şekilde yaşayan Yahudi topluluguna kendi içlerinde Allahın Ayetlerini ve yahudi din adamlarının ortaya koydugu anlayısın karsısında Allah(c.c) İsa (a.s) ı bu topluluga Peygamber olarak göndermişti,
İsa Peygamberin peygamber olarak gönderildiği topluluk yine kendi topluluklarıydı,Bu toplulugun Hahamlar ortaya koydugu MUSA şeriatının bozuldugunu,Musa (a.s) Şeriatının Kendisinin ifade ettiği (İncil) oldugunu yanı Allahın yeniden kendisine hakkıyla iman etmeleri gerektiğini, teblıg etmeye başlamıştı.Yahudilerin içinde bulundugu Hahamların oluşturdugu anlayısın getirisi imanın Allah tarafından kabul olmadıgını,yanlış bır iman anlayısında olduklarını,bu anlayısı bırakıp iman noktasında Allaha verilen AHİDİN yenılenmesini istemiş,İmanlarnda samımi iseler Yeni AHİD dediğimiz İsa (a.s) nın Şeriatına baglanmalarını ANLATMIŞTI .
Bunun göstergesi İncil ayetindede belirtilen Roma döneminin anlayısının yahudi din adamlarının saltanatlarının kaynagı olan,hatta dönem dönem İmparatorluga ve İmparatorluk konsulundeki asillere verdikleri faizli borcların hakımıyeti ile Onlar üzerindeki etkilerinin göstergesi İSA PEYGAMBERİ CARMIGA GERİLMESİNE KADAR GÖTÜRDÜĞÜ gercegini bu gun bile CERCEK YAHUDİ VE GERCEK HİRİSTİYAN ÖGRETİLERİNDE GÖREBİLMEKTEYİZ.
Eski Ahıtin hukumlerının, Hahamlar tarafından bozulmasıyla ortaya cıkan bozumuş Yahudı inancı,İsa peygamberin carmıga gerilmesiyle birlikte gelişen sürecte İsa ögretileri ve İsa peygambere inanlarının surülmesiyle ROMA, YAHUDİ HAHAMLARININ ELİNDE kalmış bu sürec içerisindede sürülen İsanın taraftarları, Dogu Roma, yani Yahudi hahamlarının ROMASINA karşı baş kaldırılış olarak nitelendirdiğimiz BATI ROMA Medenıyetı olan ROMASINDA MS 325 yılında Birinci İznik Konsili olarak tarıhe gecen Roma Hırıstıyanların ilk toplantısında İmparator I. Konstantin tarafından Roma İmparatorluğu topraklarında Hristiyanlığın içerisinde tartışılan bazı konuları netleştirmek amacı ile toplanmalarını istemiş ve toplanılmıştı.
Bu toplantının sonucu olarakta PAPAZLAR kendilerinin İsa (a.s) temsilcısi olduklarını ,İsa (a.s) da Tanrının oglu veya Tanrının kendisi
oldugu, bu suretle Papazlarda kendilerini,Hiristıyan dunyasına Tanrı vekili sıfatıyla KUTSADILAR ve
böylelikle PAPAZLIGI KUTSALLAŞTIRDILAR
(Papa, baba demektir.Burdan kasıt İsa(a.s)ın babasız dunyaya gelmesiyle onu koruyanı olmamış,bu yüzden onun ögretilerinin,
anlatıcıları olan rahiplerın en ulu'suna verilen koruyucu ünvan)
Hem Yahudi Hahamları hemde Hırıstıyanların PAPAZLARI Din adına ortaya cıkardıkları DİNİ KENDİ TOPLUMLARINA kabul ettirmiş oldular.Bu gün Dünya sermeyesı YAHUDİ İŞADAMLARI (Hahamları)IN elinde oldugunu, herkesin kabul etmesiyle birlikte,
HİRİSTİYAN DÜNYASININDA VATIKAN eliyle HİRİSTİYAN PAPAZLARININ kontrolunde olan Tanrının Bankası ismi ile kurulmuş olan Hiristiyan Din İşleri Enstitüsü ismi ile kurularak ORTAYA CIKAN DİN ADAMALARININ BANKASI OLAN VATİKAN BANKASI dır.
Günümüz İslam Cografyasınında içinde bulundugu şu asrın içinde farkına varmadan bizlere enjekte edilmiş olan bazı yapıların başındakilerinde HOLDING sahibi oldugunu düşündüğümüzde,bu yapılan başındakiler ve bu yapının içindekiler olarak bakıldıgında başında olanlar SAHTE CENNET satarak Kendi saltanatlarında KARUN GİBİ YAŞAMAKTALAR.
FACEBOOK YORUMLAR