Vatanımızın sınır taşı, Erzurum'un dadaşı, Aşıklık gelenegimizin Büyük Üstadlarından Aşık Sümman'i Evladı, Kuran Kardeşliği Dernegi Kurucu Genel Başkanı, Degerli Kardaşım Sıyasetcı Yazar, Mustafa Altunışık'ın bir dizesini okuyunca akletmek üzere, düşünen,akleden beyinden,gönle düşen, gönülden dile,dilden kaleme Fıravun olsa dahi,Musa ya yok tasası Niye dert edersinki,elindeyse asası Kalem suresinin ﴾1-2﴿ Nûn. Kaleme ve (yazanın) onunla yazdıklarına andolsun ki sen -rabbinin lutfu sayesinde- asla deli değilsin. Günümüz müslümanları içinde bile din ve diyanetten bahsetmeye kalktıgınız zaman,hangi cagdayız yahu, bu konular asırlar önceydi diyen,fakat yinede ben müslümanım diye kendini ifade edenlerin, dönem, dönem bu konular üzerine konuşanlar için,bunlar kafayı kırmış, dedikleri, konusunda hemen hemen, hem fikiriz genel ifade ile. Bizlerde onlara diyoruz ki evet kırdık kafayı,bizler Allahın kırık kullarıyız,deli kullarıyız,bizlere İbrahim milletinin,delileri derler sen hiç duymadın mı? Allahın ve bu azız vatanın delileriyiz bizler.Siz hiç hocalardan duymadınımız mı?Allah delileri hesaba cekmez,diye. Hesaba cekilenler, kendilerini akıllı görenlerdir.Cünkü akıl idrak etsin,düşünsün,görsün anlasın bilsin diye, yanı şuru olmayan şuursuzlara,akletmesi için Rabbimiz tarafından verilen en buyuk nimettir. Bu nımetin getirisi olarak, akletmeyen şuursuzların, kendilerini akıllı diye lanse ederken,aslında iflası için elinden geleni yapan, zenginin,iflas edeceginı bildiği halde ,ben iflas etmem demesi gibidir,Ölecegini bildiği halde ölümsüz gibi yaşayanların ölmesi gercegi karşısında. Buyuk Millet şaaırımız Mehmet Akifin dizelerindeki gibi,KISSADAN HİSSE Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey! Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi? Tarih"i "tekerrür" diye tarif ediyorlar; Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi? Yukarda anlatıgımız ile bu dizelerin ne alakası var demeyin,Hz Kuranda peygamberler bahıslerinin bulunmasındaki hikmetler üzerine düşündüğümüzde,peygamberler ilahi emirlerin yaşanmasında, izlenecek birer kılavuz, önder olarak yaşayan,bırer örnek şahsıyet oldugundan, onların yaşantısı bizlere ışık tutmaktadır.Bu ışıgın cervesinde karsılaştıkları olaylar cercevesinde gelecege ışıkta tutmaktadırlar görmek isteyen gönüllere. Tarihin içinde,hiç duymadınız mı helal olmuş Nemrutları,Fravunları,Karunları,haddı aşan toplulukları,Lutileri,Semud halkını,duyduysak hiç akletmedik mi neden bunların başına bunlar geldi diyerek konu üzerine düşünmedik mi?Ders cıkarılmadıgından olsa gerek hala asrın Fravunları,Nemrutları Karunları,LGBT yi savunan,ruşvet ve hayasızlıkta hattı hududu aşmaların yaşandıgı şu zaman dilimi içinde. Gün gelecek ders almak için ya rab;bizlere bir daha şans ver, bizlere yeniden bır hayat verki der almış olarak yaşayalım diyecegız ama öyle bir şans artı yok.Var olan şans,Hz,Kuran ile bildirilmiş ibret almasını bilenlere: Kuranda Fravun ve fravun duzenının karsısında Musa (a.s)ın tavrı ,Peygamberler tarıhınde Nuh(a.s) ın evlatları içindeki İbrahimi duruş,İsmailce Kurban olabilme,Musa (a.s) gibi zalıme dikiliş,zalıme dur deme,diyebilme,karekterlerinin sahiplerinin,ortaya koydugu örnek şahsıyetlerin,benzer karekterlerle yaşanır ve yaşatılır. Cünkü tarihten ders almak,aklı selim olan akledenlerin işidir,diyerek genel manada ders almayanlarında oldugu, dönem donem bu ders alan ve almayanların iktidar savaşlarınında yaşandıgı hepimizce malumdur ki zaten bütün mesele bu dünyanın bir imtihan üzere misafirhane olmasıdır. Bir misafır gecmiş misafirlerin düştüğü hatalardan ders alırsa,misafirliğinde rahat eder,anlayısımız içerisinde,Üstad Akifin dizelerinde dediği gibi "Tarih"i "tekerrür" diye tarif ediyorlar; Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi? Cennet mekan Aşıgımız,diger bir halk ozanımız Aşık Sümmanı Pirimizin evladı Mustafa karındaşımızın dediği gibi, Fıravun olsa dahi,Musa ya yok tasası Niye dert edersinki,elindeyse asası, Nemrudun karsısında, Hz.İbrahim(a.s) Fıravunun karsısında Hz Musa (a.s),Asrın Hubelleri karsısında Hz.Muhammed(a.s) gibi Tevhıdi duruşun önder şahsıyetlerinin takipcıleri olarak,Ey asrın Fıravunları,bir elimizde Kuran,bir elimizde ASAYI MUSA. Bizler imanımızın geregi duygularımızı kaleme aldık, ey Kalem,sen ne mubareksin söyle Kalem. Kalemin sırrı Hz.Muhammed'in peygamberliğinin ispatı ve mü'minler ile kâfirlerin akıbetleri konusu üzeredir,Yoksa Kalem kalem olmaktan cıkar, Kalem suresi kalem üzerine yemin ederken,O yüzden hem Kuran,hemde alimler kaleme dair tasaffuvı bakış içerisinde,kaleme bir ululiyet yuklemişler, Kalem, karardı, kararlılıktı. Bırakacağı izden emin olmak, kendine güvenmek, bıraktığı izlerle anılmaya talip olmak demekti. Kısaca kalem, sorumluluktu. Kalem,kan akıtmayan kılıctı,Zalımın sultasında,Kalem,taktır edenın hakkıydı,sahte ilahların karsısında,kalem Musanın asasıydı Fravunun karsısında.
FACEBOOK YORUMLAR