Suriye Devlet Başkanı Esad'ın yayımladığı genel affı. Türkiye iyi değerlendirmeli.

Suriye Devlet Başkanı Esad’ın yayımladığı genel affın bölgesel bir kazanıma dönüşmesi için Türkiye’nin sığınmacıların iadesi için siyasi iradeyi ortaya koyması gerekmektedir. Şayet; Suriye iç birliğini sağlayarak istikrara kavuşursa bu İsrail’in kuzeye doğru ilerlemesine karşı en büyük duvar olacaktır. Gazze’deki soykırıma karşı durmanın en önemli unsurlarından biri Suriye’nin iç barışını sağlamış olmasıdır. İsrail’in Lübnan’da gerçekleştirdiği operasyonun kuzeye doğru genişleyecek bir operasyonun sinyali olduğu göz önüne alındığında Türkiye’nin Suriye’yle ilişkileri normalleştirmesi bölgenin huzur ve refahı için atılacak en yerinde adım olacaktır. Türkiye; İsrailli bir Bakan’ın ifadesiyle İsrail’in düşman görünümlü dostu olmak yerine bölgenin lideri olduğunu herkese hatırlatmalı ve kabul ettirmelidir. Çünkü Türkiye; Büyük Selçuklu’dan beri Suriye bölgesinin hamisidir, Türk Kimliği bölgenin en geçerli kimliğidir. Türkiye’nin YPG/PKK başta olmak üzere bölgedeki terör örgütlerine karşı Suriye’yle birlikte yapacağı operasyonlar 911 km’lik sınır hattımızda siyasi ve askeri anlamdaki birçok tehdidi bertaraf etmeye olanak sağlayacaktır. Süleyman Şah türbesinin 2015’te terör tehdidi karşısında sınır hattına çekilmesi ayıbı silinmeli ve eski yerine taşınmalıdır. Bu hem manevi bir borç hem de stratejik bir güvenlik adımıdır. I. Dünya Savaşı’nda kaybettiğimiz onbinlerce Mehmetçik kefensiz olarak Suriye topraklarında yatmaktadır. Tuğrul beyin 1000’li yıllarda Suriye’de izlediği Türk iskan politikası bugün Suriye’yle Türkiye arasında eşi benzeri olmayan bir tarihsel birliktelik sağlamaktadır. Suriye’nin geleceğinde Türkiye kilit ülkedir. Türkiye; İsrail’in yayılmacılığına karşı “İsrail’e gireriz” gibi hamasi söylemleri bırakarak gerçekçi bir şekilde güney sınır hattını Suriye’deki istikrarı sağlayarak temin edebilir ve etmelidir. Siyasi iradenin bu zamana kadar yaptığı hataları artık tekrar etme lüksü yoktur.