Bu ülkede 90 yıldır sürekli olarak yeniliklere kapalı, rutini yaşamaya alışkın, hayat standardını yükseltmek veya alçaltmak gibi bir derdi olmayan tuzu kuru bir kesim var. Kendisini Çağdaş olarak nitelendiren bu kesim, batıdaki yenilikleri ağzının suyunu akıta akıta anlatır da. İş bu yeniliklerin bu ülkede yapılmasına geldiğinde, ne hikmetse kesinlikle bunu Arzu etmez. Hangi alanda olursa olsun yeniliklerin tamamına karşı çıkar.rnrnYeniliğin hayata geçirilmek istenmesinin altındaki sebebi araştırmaksızın hemen tepki koyar, işin daha da vahim kısmı. Bu ülkede sözde Çağdaş bu kesimin yaptıklarını sorgulamadan, doğru olduğuna inanan azımsanamayacak büyüklükte varoş diye tabir edilen Gariban bir kitle yaşıyor. İşte Bu sözde çağdaşlar kendileri suya sabuna dokunmadan bu alt tabakadaki insanları gerek görsel ve yazılı basın üzerinden, gerekse sosyal medya üzerinden harekete geçirmek suretiyle, sokaklara döküyor. Devlete karşı kışkırtıyor. Bu suretle yapılmak istenen yeniliğin veya hizmetin önünü kesmiş oluyor.rnrnSon günlerde bu Çağdaş kesim yeniden vizyonda ve yeniden halkı Şeker fabrikalarının özelleştirme Mevzuatı üzerinden devlete karşı kışkırtmayı amaçlıyor, bunu yaparken de öyle doneler ortaya koyuyor ki, Devleti sanki işçilerin aleyhine iş tutan, fakiri ezen, ülke varlıklarını batıya peşkeş çeken bir konuma düşürmeye çalışıyor.rnrnArkadaşlar bugünkü yazımda Son Günlerin en gözde tartışma konularından biri olan Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi konusuna değinmek istiyorum.rnrnBu konuyu tam manası ile Aydınlatabilmek açısından,rnrnÖncelikle özelleştirme nedir,rnrnVe Devlet kamu iktisadi teşekkülleri açısından neden özelleştirmeye gitme ihtiyacı hisseder bunu açığa kavuşturmak gerekir...rnrnÖzelleştirme, en basit söylemle, Devlet eliyle kurulmuş kuruluşların ve şirketlerin, kamudan özel sahipliğe devri demektir. Devletin genel olarak özelleştirmeye gitmesinde üç Amaç gözetilir. Bunlardan birincisi, hatta hat ta en önemlisi, sektörün önemi ve işlevini artırarak, üretimin artışını sağlamak.rnrnİkincisi geliri giderini karşılamayan kuruluşları özele devretmek suretiyle, devletin omuzlarındaki yükü azaltmak.rnrnÜçüncüsü ise 1980 sonrası ülkemizde uygulamaya konulan serbest piyasa ekonomisini yaygınlaştırmak suretiyle kuruluşlar arasındaki rekabeti kızıştırmak ve bu yolla Bu kuruluşların fiyat indirimine gitmesini sağlamak.rn rnrnBakın arkadaşlar bir devletin asli görevi Ticaret yaparak para kazanmak değil, o topraklar üzerinde yaşayan insanlar için adaleti ve güvenliği sağlanmaktır. Bunun içinde Giyim ve Gıda'dan çok ağır Makina ve silah sanayiine yatırım yapmalıdır. Gelişmiş ülkeler olarak tanımladığımız ülkelerin ticari faaliyetlerine baktığımızda, tamamının ağır makine sanayi ve silah üretimine yöneldiğini görmekteyiz. Bu ülkelerin temel geçim kaynağı hiçbir zaman tarım olmamıştır. Nitekim onlar ürettikleri makinalar araç ve gereçlerden sadece bir tanesini satmak veya değiş-tokuş yapmak kaydıyla, Tonlarca buğday, Tonlarca şeker, Tonlarca meyve alabiliyorlar. Bu yüzden geri kalmış diye nitelendirilen ülkelerin tarım ve hayvancılık ile uğraşmalarını istiyorlar.rnrnGünümüz dünyasına baktığımızda bunun örneklerini görebilirsiniz. 2. Ve 3. Dünya ülkeleri diye nitelendirilen ülkelerin tamamı tarım ve hayvancılıkla uğraşırken, dünyayı yöneten beş büyük ülke ağır sanayi ve Teknoloji ile uğraşıyor. Gariban ve orta gelişmiş ülkelere baktığımızda insanların 3. Sınıf muamelesi gördüğüne şahit olurken. Gelişmiş ülkelerde insanların vasıflı eleman, kaliteli insan muamelesi gördüğünü Anlamamak için ya çok aptal olmak gerekir. Ya da dünyaya at gözlüğü ile bakmak gerekir.rnrnArkadaşlar bu ülkede öyle bir kesim var ki teknolojinin bütün olanaklarından faydalanmak istediklerinden Dem vuruyorlar, bu ülkede hiçbir gelişmişlik emaresinin olmadığından dem vuruyorlar. Fakat ülke yöneticileri gelişmişlik alanında adım atmaya kalktığında ise, en çok itiraz eden yine kendileri oluyor. Bu insanların Ne yapmaya çalıştığını anlamak için bu kesimin daha önce nelere karşı çıktığını gözlemlemeniz yeterli aslında.rnrnBu insanlar daha önce Tekel'in özelleştirilmesine de kızmışlardı.rnrnİletişimdeki özelleştirmeye de kızmışlardı.rnrnVarlık fonunun bir havuzda toplanarak kar ve zararın tekelden Fire vermeden kontrol edilmesine de kızmışlardı.rnrnHatta hatta o dönemde devletin kendi kurumlarını yabancı ülkelere peşkeş çektiğini bile iddia etmişlerdi.rnrnOysaki gelinen noktada görüyoruz ki iletişim alanındaki özelleştirme çok fazla olumlu sonuçları beraberinde getirmiştir. Serbest piyasa ekonomisinin geçerli olduğu ülkemizde iletişim şirketleri arasındaki rekabet fiyat indirimi olarak vatandaşın cebine yansımıştır. Bundan iki üç yıl önce çok çok fahiş fiyatlarla vergilendirilirken, bugün şirketlerin ayrı ayrı Tek Tek bireylere ulaşmak kaydıyla, sunduğu teklifler bu alanda fiyatları çok çok aşağıya çekmiştir. Nitekim Tekel ürünlerindeki artışlar da birçok insanın bu zararlı Ürünleri kullanmayı bıraktığına işaret etmektedir.rnrnSevgili dostlar ülkemizde son günlerde Şeker fabrikalarının özelleşmesi ile ilgili ortaya atılan Donelerin tamamı yalan ve iftiradan ibarettir. Devlete Bu iftirayı atan özelleştirmeye karşı olan kişiler, devletin, Bursa'da Amerikan menşeili bir şirket tarafından kurulmuş olan ve nişastalı şeker üretimi yapan bir şirketin işlerinde artış sağlamasını hedeflemek olduğu söylüyorlar. Devletin Amerika'nın isteği ile dışarıdan şeker ithal etmeyi hedeflediğini iddia ediyorlar. Özelleştirme yapılırsa bu şirketlerden yüzbinlerce işçinin işsiz kalacağını iddia ediyorlar. Oysa ki bu iddiaların tamamı yalan ve iftiradan ibarettir.rnrnBursa'da üretim yapan bu şeker fabrikası nişasta karışımlı ürünlerin raf ömrünü uzatan suni şeker üretmek ile birlikte, bu Toplumdaki bireylerin sağlıklarına da zarar vermektedir. Fakat gelin görün ki ülkemizde daha önce çıkartılan yasalar, bu türden özel şirketlerin üretim yapmasına müsaade etmektedir. Devlet hiçbir şekilde bu türden fabrikalara müdahale hakkına sahip değildir. Devletimiz şu anda birtakım kurumlar aracılığı ile suni şekerin zararları konusunda halkı bilinçlendiriyor. Ne zamanki şeker şirketleri özelleştirilip, ülkemizdeki gerçek şeker üretiminin artmasına bağlı olarak fiyatlar aşağıya çekilirse, emin olun, Devlet hemen akabinde suni şeker üretimine de ithaline de tüketimine de, yasaklama getirecektir.rnrnPeki… soruyorum sizlere.rnrnBu kimin işine gelmez.rnrnTabii ki Siyonist ABD''nin .rnrnNiye derseniz bu suni şeker biçimin başlı başına çok büyük bir sektör olup, ilaç fabrikalarını Obezite merkezlerini, zayıflama merkezlerini, tüm hastalıkları bünyesinde toplayan Özellikle de kanser alanındaki teşhis ve tedavi merkezlerini bünyesinde bulundurmaktadır.rnrnArkadaşlar her alanda olduğu gibi gıda alanında da Siyonistler tarafından kuşatılmış durumdayız Öncelikle bize içerisinde suni şekerin bolca bulunduğu paketli ve paketsiz gıdalar tükettiriliyor. Buna bağlı olarak evdeki yemek tüketim alışkanlıklarımız unutturuluyor. Hemen akabinde vücudumuzdan aşırı derecede toksin asit ve zararlı madde birikimine bağlı olarak kalp damar hastalıkları, kanser rahatsızlıkları ve çağımızın en önemli rahatsızlıklarından biri olan Obezite baş gösteriyor. İnsanlar öncesinde yemek için hazır gıdaları bolca tüketerek kazandırdıkları Siyonistlere, Sonrasında da özel teşhis ve tedavi merkezlerinde ve ilaç üretim tesislerinde kazandırmaya devam ediyor. Bu kısır döngü hep böyle sürüp gidiyor.rnrnSiyonistler hükümetin şeker politikasındaki bir sonraki adımı çok iyi biliyorlar, devletin suni şekeri ve suni şeker içeren ürünleri yasaklayacağını veyahut Bu ürünlerin üretilirken kullanılacak olan ürünlere kısıtlama getirileceğini iyi biliyorlar bu yüzden gerek Medya üzerinden gerekse içimizdeki iyonlarını aktivite ederek hükümetin bu çalışmasına engel olmaya çalışıyorlar. Bu açıdan bakıldığında ŞEKER FABRİKALARININ ÖZELLEŞTİRİLMESİ BU ÜLKE İÇİN KAYIP DEĞİL, MÜTHİŞ BİR DEVRİMDİR..! çünkü Devlet yapacağı tek bir özelleştirme icraati ile bütün taşları yerinden oynatacak...rnrnArkadaşlar 19.yy da şekerin keşfi ile birlikte kanserli vakalarda artış gözlenmiştir, pekiii..rnKanser Teşisi’nin nasıl konulduğunu biliyor musunuz?rnrnBilenler bilir bilmeyenler için hemen söyleyeyim. Vucu da radyoaktif şeker verilir ve şekerin toplanmış olduğu yer neresiyse orası kanserli bölge olarak saptanır.rnrnArkadaşlar, şeker kanserli hücrelerin beslenmesinde büyük rol oynuyor, burada kastettiğimiz şeker, şeker pancarı ve şeker kamışından elde edilen Şeker ziyade, glikoz diye nitelendirdiğimiz Mısır'dan elde edilen Şekerdir. Bugün tüm dünya ülkeleri ürettikleri ürünlerin ve tatlıların yüzde 95'inin raf ömrünü uzatmak için glikoz ve nişastalı şeker kullanıyor.rnrn1 kilo mısır şurubu 250 kilo şekerin tadını veriyor. Glikoz denilen suni şekerin zararlarını bilen batılı ülkeler Bu ürünü kendi ülkelerinde yasaklamıştır. Fakat bizim ülkemizde ki Pastanelerin birçoğu Fiyatı normal şekere göre çok çok ucuza gelen glikozu kullanmayı tercih ediyor. Çünkü ülkemizdeki şeker üretimi bu ülkenin şeker ihtiyacının sadece %50 sini karşılayabiliyor. Bu da gerçek şekerin yükselmesinde önemli bir rol oynuyor...rn rnrnNişastalı şeker ve glikoz sadece tatlı şeylerde değil, tuzlularda, paketli pek çok gıdada. Bazı beyaz unlarda. Yani anlayacağınız hayatımızın her alanında var Özellikle son dönemlerde Tüm aile bireylerinin çalışıyor olması aileleri hazır gıda tüketmeye yöneltiyor.rnrnHer ne kadar paketli ve kaliteli hazır gıda tüketiyor olsak ta bunların hepsinde şeker veya türevi maddeler mevcut. Bunun sonucu olarak ta obezite yaygınlaşmakta.rnrnŞeker dediğimiz nesne pankreası aşırı yoran, vücutta yağ olarak depolanan, bağımlılık yapan, kan şekerinizi birden bire yükselten, pankreasın gereğinden fazla çalışması sonucu aynı hızla düşüren ve tekrar bir şeyler yeme ihtiyacı hissettiren sinsi bir maddedir. Günümüzde şiddet vakalarında artış görülmesi de, çocukluktan itibaren Hayat şartlarının yan etkisi olarak hazır ve paketli mamüller tüketmemizle doğru orantılıdır. Suni şeker Kandaki şekerin hızla yükselip düşmesine yani hipoglisemiye neden olarak sinirliliğe ve saldırgan davranışlara yol açıyor. Yani anlayacağınız bilinçli olarak şeker ile kuşatılmış durumdayız.rnrnBakın arkadaşlar eğer ki özelleştirmeye gidildiği takdirde devletin elindeki 25 tane şeker fabrikası özel teşekküllere devredildiğinde, Fabrikalar arasında serbest piyasa ekonomisine bağlı olarak hem üretimde rekabet, hem de satışta rekabet oranı artacaktır. bu işletmeleri devralan şirket yöneticileri hem üretimi hem de Kaliteyi artırmak amaçlı, ya daha fazla insan çalıştırma yoluna gidecek, ya da bu alandaki en kaliteli teknolojik ürünlerle fabrikasını yenileme yoluna gitmek zorunda kalacaktır.rnrnBu da elemanların daha modern daha kaliteli bir ortamda çalışmalarına ortam hazırlayacaktır, bu yenilenme hareketi, hem kaliteli şeker üretimini beraberinde getirirken, hem şekerin üretimi esnasındaki Fire miktarını azaltarak, üretim artışına yol açacak, hem de rekabet şartları gereği fiyatlarda indirime gitmek zorunda kalacaktır...rn rnrnŞimdi soruyorum sizlere. Eğer ki şeker fabrikalarındaki bu özelleştirme girişimi beraberinde gerçek Şekerdeki üretim artışını beraberinde getiriyorsa bu Amerikan menşeili şirket için avantaj mıdır dezavantaj mıdır...?rnrnVatandaşın sağlığı ve cebindeki gider için avantaj mıdır dezavantaj mıdır..?rnrnİşçi istihdamı için avantaj mıdır dezavantaj mıdır.?rnrnÜlkemizin gerek Devlet hastanelerinde , gerekirse özel hastanelerde harcadığı muayene giderlerinin geri dönüşümü için avantaj mıdır dezavantaj mıdır?rnrnDevletin Tarım kamburunu Sırtımdan indirerek, Tıpkı gelişmiş ülkelerin yaptığı gibi ağır sanayiye, ve silahlanma alanına yönelmesi bu ülke için avantajmıdır dezavantaj mıdır ?rnrnSağlıklı bir nesil yetişmesi bu ülke için avantaj mıdır dezavantajlı mıdır bu yasa Daha doğrusu bu özelleştirme yasası hangi ülkeler için avantajdır hangi ülkeler için dezavantajdır gerisini siz düşünün.rnrnSon olarak dizel erime rahmetli Turgut Özal'ın o muhteşem öngörüsü ile son vermek isterim...rnrnRahmetli Turgut Özal:rnrn"Ben bir icraat yapacağım zaman sol kafaların yazdıklarına bakarım, eğer hiç sesleri çıkmıyorsa o projeyi yapmam rafa kaldırırım, yarısının sesi çıkmıyor yarısının sesi çıkıyor ise o projeyi yeniler öyle yaparım, eğer bütün solcular projeyi engellemek için yaygara yapıyorlar ise hiç kimseyi dinlemem o projeyi aynen yapar ve bitiririm çünkü o proje memleket için hayırlara vesiledir." derdi..rnrn
FACEBOOK YORUMLAR