Türkiye’de Köy Okulları: Bir Eğitim Serüveninin Sonu ve Ülkeye Kazandırdıkları
"Sürgünde Köylerimiz artık,
Biz onların uzağında kaldık,
Çocukluğumuzla anılarımızdaydık,
Sessizce konuşup anılara daldık,
Acı acı gülümsemeler,
Bir miktar keşkeler aldık"
Bugün ki yazimda terk edilmiş köylerin, yitik eğitiminden bahsedeceğim...
Eğitim Ciddi İştir!
Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte, yeni kurulan devletin en büyük hedeflerinden biri eğitim alanında fırsat eşitliği sağlamak ve ülkenin dört bir yanına bu imkânı ulaştırmaktı.Bu yüzden, köylerde açılan okullar, bu hedef doğrultusunda hayata geçirilerek ülke kalkinmasinin temel taşlarından biri olmuştu.
*Köy Okullarının Tarihsel Süreci
Cumhuriyet’in ilk yıllarında Türkiye’nin büyük bir kısmı köylerde yaşıyordu ve eğitim, genellikle kentlerle sınırlıydı.Bu durum kentler ile Köyler arasinda büyük bir dengesizlik oluşturuyordu. Bu dengesizliği gidermek amacıyla, 1940 yılında Köy Enstitüleri kuruldu. Köy Enstitüleri, köylerde yaşayan çocuklara hem akademik bilgi hem de tarım, el sanatları gibi pratik beceriler kazandırmayı amaçlıyordu. Bu okullar, kısa sürede başarılı sonuçlar elde etti. Binlerce köy çocuğu bu okullardan mezun olarak köylerinde öğretmen, sağlıkçı ve topluma fayda sağlayacak meslekler edinmiş kişiler olarak döndüler.
Köy okulları, sadece eğitim değil aynı zamanda köylere modernleşme ve aydınlanma fikrini taşımak için de birer araç oldu. Köylüler, bu okullar sayesinde tarımsal üretimden sağlık bilgisine kadar birçok konuda bilgi sahibi oldular. Bu sayede köy okulları, ülkenin kırsal bölgelerinde kalkınmanın fitilini ateşleyen kurumlardı.
*Köy Okullarının Kazanımları
Köy okulları, Türkiye’ye çok yönlü kazanımlar sağladı. Bunlardan ilki, eğitimde fırsat eşitliği sağlamaktı. Çocukların büyük bir kısmı eğitimle ilk kez köy okulları sayesinde tanıştı. Bu okullarda verilen eğitim, sadece akademik bilgilerle sınırlı kalmadı, aynı zamanda köylerin üretkenliğini artıracak pratik bilgiler de verildi.
Köy okulları, köylerde yaşayan kadınların eğitime katılımını da artırdı. Kadın öğretmenlerin atanmasıyla birlikte, köylerde kız çocuklarının okula gitmesi teşvik edildi. Bu da toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik önemli bir adım oldu.
Ek olarak, köy okullarında eğitim gören öğrenciler, bulundukları bölgelerde liderlik rolleri üstlenerek köylerinin gelişimine doğrudan katkıda bulundular. Köy öğretmenleri, yalnızca öğretmen değil, aynı zamanda köyün sağlık sorumlusu, ziraat danışmanı ve toplumsal sorunları çözen bireyler olarak köy hayatının vazgeçilmezleri oldular.
Yani; köylerde hareketli bir yasam vardı...
*Köy Okullarının Kapanışı: Nedenler ve Sonuçlar
Ancak, köy okullarının bu parlak dönemi uzun sürmedi. 1980’lerden itibaren uygulanan merkeziyetçi politikalar, köy okullarının yavaş yavaş kapatılmasına yol açtı. Bu durumun birkaç temel sebebi vardı.
Birincisi, kırsaldan kente göç. Sanayileşmenin hız kazanması ve kentlerdeki iş imkanlarının cazip hale gelmesiyle, köylerden büyük bir göç dalgası başladı. Nüfusu azalan köylerde okulların sürdürülebilirliği zorlaştı. Eğitim çağındaki çocuk sayısı azalınca, köylerde okulların açık tutulması ekonomik olarak verimli görülmedi.
İkinci sebep ise, eğitimde merkeziyetçi bir yapıya geçilmesiydi. 1980 sonrası dönemde eğitim politikaları, köylerden ziyade merkezlerde toplanan büyük okullara ağırlık vermeye başladı. Daha büyük ve modern imkanlar sunan ilçe ve şehir okulları, köy okullarının yerini aldı.
Bu süreçle birlikte, birçok köy okulu kapanırken, öğrenciler servislerle ilçe merkezlerine taşınmaya başlandı. Ancak bu durum, köylerde eğitim alanındaki gelişmelerin durmasına neden oldu. Köy öğretmenlerinin üstlendiği çok yönlü roller, bu merkezileşmeyle ortadan kalktı ve köyler sadece eğitim değil, sosyal anlamda da yalnızlaştı.
*Sonuç olarak
Köy okulları,Cumhuriyet Türkiye’sinin en önemli kazanımlarından biri olarak tarihe geçti. Yalnızca birer eğitim kurumu değil, aynı zamanda birer toplumsal değişim ve kalkınma aracıydılar. Ancak sosyo-ekonomik değişimler ve merkeziyetçi politikalar nedeniyle bu okulların büyük bir kısmı kapandı. Bugün, eğitimde fırsat eşitliği sağlamak ve köylerin yeniden kalkınmasını desteklemek adına bu okulların kapanışı yeniden gözden geçirilmesi gereken bir konu olarak önümüzde duruyor.
Türkiye’nin kırsal kesimlerinde yeniden güçlü bir eğitim ağı kurmak, ülkenin kalkınmasına ve toplumsal adaletin sağlanmasına büyük katkı sağlayacaktır. Köy okullarının ruhu, yalnızca eğitim değil, aynı zamanda bir halk hareketi olarak yaşatılmalıdır.
FACEBOOK YORUMLAR